İslam Dünya Görüşünün Mücerred Prensipleri

İslam dünya görüşünün mücerred prensipleri nelerdir?

İslam dünya görüşünün mücerred prensipleri sekiz tanedir.

İSLAM DÜNYA GÖRÜŞÜNÜN MÜCERRED PRENSİPLERİ

  1. İrâdecilik (Volontarizm) Prensibi
  2. Âlem-Şümûllük (Üniversalizm) Prensibi
  3. Tecrid (İdealizm) Prensibi
  4. İnsâniyetçilik (Hümanizm) Prensibi
  5. Gerçekçilik (Realizm) Prensibi
  6. İlimcilik (Siyantizm) Prensibi
  7. Akılcılık (Rasyonalizm) Prensibi
  8. İyimserlik (Optimizm) Prensibi

İslâm dünya görüşünün kendisine mahsus iki prensibinden birinin “düalizm / iki veçhelilik” yani meseleleri, tek taraflı değil, görülmesi gereken bütün yönleriyle ele almak olduğunu belirtmiştik. Bunun ilk misâli olarak; İslâm dünya görüşünün prensiplerini de mücerred ve müşahhas, yani nazarî ve amelî olmak üzere iki gruptur.

Dünya görüşü, bir düşünce sistemi olarak, evvelâ zihnî ve kalbîdir. Yani hâdise ve tatbikattan tecrîd edilerek mücerred fikirler hâlinde ortaya konulur. Daha sonra ise onların tatbikâtındaki ölçüler tespit edilir.

Mücerred Prensipler

Mücerred prensipler; İslâm’ın hayat, hâdisat ve kâinâta bakıştaki zihnî ve kalbî duruşunu îzah sadedindeki ölçülerdir. Bu prensipler de, vahiy ilmi ve hakîkatinin temin ettiği îtidâl ölçüleri içindedir. Meselâ; dış dünyada idealizm ve realizm birbirine zıt kabul edilir. Ancak İslâm dünya görüşü hem idealist hem realisttir. Yani hem sonsuz bir mânevîleştirme ve ulvîleştirme potansiyeline sahiptir; hem de insana ve hayata dâir fıtrî ve içtimâî realiteyi gözetme hassasiyetine sahiptir.

İslâm aklîdir, mâkuldür, fakat aklı putlaştırmaya müsaade etmez. Aklı sahası dışına sürüp, Necip Fâzıl’ın “gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmak” yahut “göğü zıpkınlamaya kalkmak” diye tarif ettiği şekilde felsefenin hamâkatine düşmeye izin vermez.

İslâm, cehâlete karşı savaş açar, ilmîdir. Fakat ilmin kibir ve taşkınlığa götürmesine mânî olur. İlmin nasip edilmesindeki gâye olan tefekkürün ve “mânevî fayda”nın tecellîsine gayret eder.

Müşahhas prensiplerin doğru anlaşılması için de mücerred prensiplerin iyice hazmedilmesi lâzımdır. Meselâ; İslâm’ın nizam prensibi, yani dînin toplum hayatını düzenleyen esasları ve müeyyideleri vardır. Kasıtlı çevreler, bilmeyen kimselere bunları korkutucu bir şeymiş gibi gösterirler. Ancak İslâm’ın irâdeciliği doğru anlaşılırsa, onun bu nizam kâidelerini, fertlerin irâdelerini eğiterek, gönüllerini îmanla, nefislerini de tezkiye ile olgunlaştırarak “gönüllü ve istekli” şekilde muhataplarından talep ettiği ve buna da muvaffak olduğu görülecektir.

Bir başka misal olarak; müşahhas prensiplerdeki cihad esasını doğru anlamak için, mücerred prensiplerdeki insaniyetçilik (hümanizm) esasını iyice hazmetmek îcâb eder. Bilhassa, İslâm’ın ümit aşılayan, menfî görünen şeylerde dahî hayrı gösteren yapısı, eğitimcinin ve irşâd ehlinin hiç bitmeyecek moral ve motivasyon kaynağıdır. Ameller niyetlere göre değerlendirildiği gibi, bütün tatbikat ve faaliyetlerin kıymet hükmünü tayin eden de, onların zemininde yatan zihniyettir.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, İslam Tefekkür Ufku, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

İSLAM DÜNYA GÖRÜŞÜ

İslam Dünya Görüşü

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.