İslam Dini, Diğer Dinlere Göre Kolay Bir Din mi?

İslam dini diğer peygamberlere indirilen hak dinlere göre kolay bir din midir?

KOLAY ve FITRÎ ŞERÎAT

Cenâb-ı Hak; son kitabı ve son Peygamber’iyle gönderdiği İslâmiyet’te, husûsen kolaylaştırılmış bir şerîat vaz etmiştir.

Kur’ân-ı Kerîm’in âyetlerinden anlıyoruz ki;

Cenâb-ı Hak; İsrailoğullarının günahları ve isyanları sebebiyle, onlara daha zor hükümler indiriyordu. Meselâ;

  • Cumartesi herhangi bir iş yapmak yasaktı.
  • Deve gibi tek tırnaklı hayvanları yemek de yasaktı.
  • Sığır, koyun gibi hayvanların iç yağları da haramdı.

Yine rivâyetlere göre;

  • Zekât dörtte birdi.
  • Farz namazların vakitleri çok daha fazla idi.
  • Ganîmet yasaktı.
  • İbâdetler ancak mâbedlerde îfâ edilebilirdi.
  • Necâset; yıkanarak temizlenemez, necis maddenin bulaştığı kumaşın kesilmesi gerekirdi.
  • Bazı günahlardan tevbe etmek için, kişinin kendisini

öldürmesi talep ediliyordu.

Kur’ân-ı Kerim, bunlara; «Isr / ağır şerîat» demektedir.

Âmene’r-Rasûlü’de;

“Ey Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır bir yük yükleme!” (Bkz. el-Bakara, 286) diye duâ etmemiz bize tâlim buyurulmuştur.

İslâm şerîati, ilâhî rahmet sayesinde; «el-Hanefiyyetü’s-semha / Müsamahakâr, kolay Haniflik» olarak adlandırılmıştır.

Âyet-i kerîmede buyurulur:

“... O (Allah), sizi seçti; din husûsunda üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi;

  • Babanız İbrahim’in dîninde (de böyleydi)...(el-Hacc, 78)

Dînimizde; meşakkat vermemek için, hastalık, yolculuk gibi mâzeret hâllerinde birçok kolaylık tanınmıştır:

Ramazan orucunu emreden ve o günlerde yolcu veya hasta olanların, başka tarihlerde kazâ edebileceklerini ifade eden âyet-i kerîmeden sonra şöyle buyurulur:

“...Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez...” (el-Bakara, 185)

Su bulunamadığında, teyemmümü emreden âyet-i kerîmede şöyle buyurulur:

“...Allah size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez; fakat sizi tertemiz kılmak ve size (ihsân ettiği) nimetini tamamlamak ister; umulur ki şükredersiniz...” (el-Mâide, 6)

Hakikaten, Rabbimiz’in bütün emirleri bizim hayrımıza ve faydamızadır.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Yayınları, Aklın Cinneti DEİZM

İslam ve İhsan

DEİSTLERİN EN ÇOK SORDUĞU SORULAR VE CEVAPLARI

Deistlerin En Çok Sorduğu Sorular ve Cevapları

AKLIN CİNNETİ DEİZM (SESLİ KİTAP)

Aklın Cinneti Deizm (Sesli Kitap)

DİNİMİZ HER ŞEYİYLE KOLAYLIK DİNİDİR

Dinimiz Her Şeyiyle Kolaylık Dinidir

HUZUR İSLAM'DA

Huzur İslam'da

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.