İsar, 'osmanlı’da İlimler Sempozyumu' Düzenliyor

İstanbul Araştırma ve Eğitim Vakfı (İSAR) Osmanlı’da İlimler Sempozyum Dizisi’nin ilkini gerçekleştiriyor. Sempozyum’a tebliğ çağrısı yapan İSAR, 3 Temmuz 2015 tarihine kadar tebliğ özetlerinin gönderilmesi çağrısında bulunuyor.

Yaklaşık 100 yıldır İslâm’a dair yapılan akademik çalışmaların temel kabulü İslâm dünyasının düşünce bazında Ortaçağ'dan itibaren daimi bir gerileme içerisinde olduğuydu. Bu iddianın bir neticesi olarak, Ortaçağlar'dan modern döneme kadar süren Osmanlı devrinin İslami ilimler alanında en iyimser ifade ile durağan bir dönem olduğu kabul edilmekteydi. Diğer bir ifade ile Osmanlı ilim geleneği daha kapsamlı, dinamik ve mutantan bir İslami ilimler geleneğinin sönük ve donuk bir takipçisi olarak resmedilmekteydi.

Bu uluslarası sempozyum serisinin amacı Osmanlı ilim geleneğini çok katmanlı bir anlayışla ele alarak onun hem İslami ilimler geleneğinde hem de dünya düşünce tarihi bağlamında yerini yeniden tanımlamaktır. Serinin ilk sempozyumu ise çöküş paradigmasının en belirgin hâlleri aldığı ilm-i kelâm üzerine olacak.

Osmanlı devri kelâm çalışmaları hakkında öne çıkan en temel iddia, bu dönemde İslâm âlimlerinin özgün fikirler üretmek ve meselelere eleştirel yaklaşmak yerine asıl metinlere şerh ve hâşiyeler yazarak tekrara düştükleri yönündedir. Fakat son dönemlerde yapılan araştırmalar göstermektedir ki ilm-i kelâm sahasında üretilen eserler basit tekrarların çok ötesindedir. Özellikle son dönem Osmanlı ulemasının yazdıkları eserler bu alanda yenilikçi ve çığır açıcı gelişmelerin en büyük delilidir. Fakat bu çalışmalar Osmanlı kelam ilmini ihata etmekten uzaktır. Bundan dolayı Osmanlı ilm-i kelâm geleneğinde pek çok âlim, eser ve mesele hâlâ keşfedilmeyi beklemektedir.

Bu sempozyumun temel hedeflerinden biri de Osmanlı devri kelâm çalışmalarının muasır felsefe ve bilime yaptığı katkıları tespit etmektir. Ayrıca Osmanlıdaki kelâmın arka planını keşfetmeye yardımcı olacak mezhepler tarihi, dinler tarihi ve felsefe gibi diğer disiplinlerin katkıları da göz önünde bulundurulacaktır.

Sempozyuma, kelam ilmine ilişkin aşağıdaki başlıklardaki özgün çalışmalar kabul edilecektir. Fakat konular sadece bunlarla sınırlı tutulmayacak olup kelam ilmiyle ilgili özgün ve nitelikli diğer tebliğ önerileri de değerlendirmeye alınacaktır.

  • Osmanlı devrinde öne çıkan âlimler, kariyerleri ve mirasları.
  • Eğitimde ve özellikle medrese müfredatında kelâm ilmi.
  • Kelâmın topluma yansıyan yüzü: itikadî mezhepler, aidiyetler ve siyaset.
  • Kelâmın felsefe, mantık, edebiyat ve diğer şer‘î ilimler ile ilişkisi.
  • Kelâm literatürü: Şerh, haşiye ve risaleler.
  • Osmanlı’da Mevâkıf geleneği.
  • Kelâm literatüründe varlık tartışmaları.
  • Yeni ilm-i kelâm tartışmaları.
  • Modern dönemde felsefe, bilim ve etik tartışmaları bağlamında kelâm çalışmaları.
  • Osmanlı âlimlerinin Kelâm geleneğine katkıları.

Konferansı müteakip sunulan tebliğler basılacak ve daha büyük bir çalışma olarak “Osmanlı’da İlimler Sempozyum Dizisi” başlığı altında ilk kitap olarak yayımlanacaktır.

İstanbul’da gerçekleştirilecek sempozyumun dili Türkçe, İngilizce ve Arapçadır. Bildiri özetleri en fazla 250 kelime olarak düzenlenerek, özetleri iletişim bilgileri ile birlikte 25 Haziran 2015 tarihine kadar symposium@isar.org.tr  adresine gönderebilmesi gerektiği belirtiliyor.

ÖNEMLİ TARİHLER

Özetlerin Teslimi: 3 Temmuz 2015

Kabul Edilen Tebliğlerin Açıklanması: 10 Temmuz 2015

Tebliğlerin Tam Metninin Gönderilmesi:  15 Kasım 2015

Sempozyum Tarihi: 25-26 Aralık 2015

İSTANBUL ARAŞTIRMA VE EĞİTİM VAKFI

Adres: Aziz Mahmut Efendi Mah. Aziz Efendi Mektebi Sok. No: 4 Üsküdar İstanbul, Türkiye

Tel : + 90-216-3109920

Fax : + 90-216-3912633

Web sitesi: www.sempozyum.isar.org.tr

Kelam

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.