İman, Salih Amel ve Güzel Ahlakla Kemale Erer

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu haftaki cuma hutbesi “İman, Salih Amel ve Güzel Ahlakla Kemale Erer” başlığıyla yayınlandı.

“İman, Salih Amel ve Güzel Ahlakla Kemale Erer” başlığıyla yayınlanan bu haftaki cuma hutbesinde, imanın nasıl kemâle erebileceği belirtildi.

Hutbede insanı, Rabbine kulluk makamına yükseltecek yegâne yolun iman olduğu ifade edildi. İmanımızın, hayatımıza yön vermesi; salih amellerimizin bizleri Allah’a layıkıyla kul olmaya yöneltmesi, güzel ahlakımızın insanlara ve bütün mahlûkata karşı şefkat ve merhametle davranmaya sevk etmesi temennisinde bulunuldu.

12.08.2022 tarihli cuma hutbesi.

İMAN, SALİH AMEL VE GÜZEL AHLAKLA KEMÂLE ERER

Muhterem Müslümanlar!

Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “İnsanlar, imtihan edilmeden, sadece ‘İman ettik’ demekle kurtulacaklarını mı sanıyorlar?”[1]

Okuduğum hadis-i şerifte ise Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Nerede olursan ol, Allah’a karşı sorumluluğunun bilincinde ol! Kötülüğün peşinden iyi bir şey yap ki onu yok etsin. İnsanlara da güzel ahlâka uygun biçimde davran.”[2]

Aziz Müminler!

Yüce dinimiz İslâm, iman, salih amel ve güzel ahlak ilkeleri ile bir bütündür. İslam; kökü iman, gövdesi salih ameller, meyvesi ise güzel ahlak olan bir ağaç gibidir.

İnsanı, Rabbine kulluk makamına yükseltecek olan yegâne cevher, imandır. İman, öncelikle Allah’ı hakkıyla tanımak, O’nun varlığını ve birliğini gönle nakşetmek, eşi, benzeri ve ortağı olmadığını kabul etmektir. Sonra da içten bir bağlılıkla meleklere, kitaplara, peygamberlere, ahiret gününe, kader ve kazaya; hayır ve şerrin Allah’tan olduğuna inanmaktır.

Kıymetli Müslümanlar!

İmanla şereflenen gönüller, ancak salih amellerin huzur veren iklimiyle buluştuğunda Allah katında yücelir ve O’nun rızasına nail olur. Salih amel, Allah’ın rızasını kazanmak amacıyla yapılan her türlü güzel davranıştır. وَاعْبُدْ رَبَّكَ حَتّٰى يَأْتِيَكَ الْيَق۪ينُÖlüm sana gelinceye kadar Rabbine kulluk et.”[3] emrine sadakat gösterip, bir ömür kulluk bilinciyle yaşamaktır. Namaz, oruç, zekât ve hac gibi İslam’ın temeli olan ibadetleri vaktinde ve şartlarına uygun olarak eda etmektir. Helâl ve meşru olan işleri düzgün ve sağlam yapmaktır. İçki, kumar, zina, faiz ve israf gibi haramlardan uzak durmak, yalandan, gıybetten ve iftiradan sakınmaktır. Yetim malına el uzatmamak, rüşvete yeltenmemek, karaborsacılık yapmamaktır.

Değerli Müminler!

İmanımız, İslam ahlakını hayatımızın her alanına yansıtmakla kemale erer. Nitekim Allah Resûlü (s.a.s) bir hadisinde صَالِحَ الْأَخْلَاقِ لِأُتَمِّمَ إِنَّمَا بُعِثْتُ Ben, güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.”[4] buyurmuştur. Rahmet Elçisi (s.a.s)’e ümmet olmakla şereflenen her mümin, onu örnek alarak ahlakını güzelleştirir. İyilik, ihsan, iffet, takva, tevazu ve doğruluk gibi erdemlerle bezenir. Ailesinde ve çevresinde şefkat ve merhameti hâkim kılmak için gayret gösterir. Her türlü şiddetten, zulümden, kibirden ve cimrilikten uzak durur. Kul hakkı yemeyi, kamu hakkını ihlal etmeyi büyük bir günah olarak görür.

Aziz Müslümanlar!

İmanımız, hayatımıza yön versin. Salih amellerimiz, bizleri Allah’a layıkıyla kul olmaya yöneltsin. Güzel ahlakımız, insanlara ve bütün mahlûkata karşı şefkat ve merhametle davranmaya sevk etsin.

Hutbemi Resûl-i Ekrem (s.a.s)’in şu niyazıyla bitiriyorum: “Allah’ım! Beni amellerin ve ahlakın en güzeline kavuştur. Bunların en güzeline ancak sen ulaştırırsın. Beni kötü işlerden ve kötü ahlaktan da muhafaza et. Onlardan ancak sen koruyabilirsin.”[5]

Dipnotlar:

[1] Ankebût, 29/2. [2] Tirmizî, Birr, 55. [3] Hicr, 15/99. [4] İbn Hanbel, II, 381. [5] Nesâî, İftitâh, 16.

Kaynak: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

İslam ve İhsan

KEMÂLE NASIL ERİLİR?

Kemâle Nasıl Erilir?

MÂNEN NASIL KEMALE ERİLİR?

Mânen Nasıl Kemale Erilir?

KEMÂLE ERMİŞ MÜ'MİNLERİN BEŞ ÖZELLİĞİ

Kemâle Ermiş Mü'minlerin Beş Özelliği

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.