İlim Bir Nurdur

Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan 9 Eylül 2022 tarihli ve "İlim Bir Nurdur" konulu cuma hutbesi.

Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan 9 Eylül 2022 tarihli ve "İlim Bir Nurdur" konulu cuma hutbesi.


Muhterem Müslümanlar!

Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) Mescid-i Nebevî’de biri dua ve niyazda bulunan, diğeri ilimle meşgul olan iki grup gördü. Her iki grubun da hayır üzere olduğunu söyledi. Ardından  “إ ancak bir muallim olarak gönderildim.” buyurarak ilimle meşgul olanların yanına oturdu.1

Aziz Müminler!

Yüce dinimiz İslam ilme ve irfana, bilgiye ve hikmete büyük önem verir.   “Yaratan Rabbinin adıyla oku!”2 emriyle başlayan ilk vahiy, bizleri kâinatı ve bütün varlığı vahyin ışığında okumaya ve anlamaya davet eder. “De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?”3 ayet-i kerimesi, ilmin ve âlimin Allah katındaki değerini gösterir. Rabbimizin kalem üzerine yemin etmesi, Kur’an-ı Kerim’de “Kalem” ismiyle müstakil bir surenin bulunması da kadın erkek her mümin için ilmin ve bilginin ne denli kıymetli olduğuna işaret eder.

Kıymetli Müslümanlar!

İlim, insanlığa her alanda rehberlik eden çok değerli bir hazinedir. Zira insan, kendini ilimle bilir. Rabbini ilimle tanır. Allah’ın mesajlarını ilimle anlar. Varlığın gaye ve hikmetini ilimle kavrar. Nefsini ilimle terbiye eder. Hakkı, adaleti, ahlakı, fazileti ve doğruyu ilimle öğrenir. Yaratıcısına karşı sorumluluklarını ve kulluk görevlerini ilimle yerine getirir.

Değerli Müminler!

İlmin asıl sahibi Yüce Allah’tır. Allah Teâlâ, insanı yaratmış, ona bilmediklerini öğretmiştir. İlim tahsil etmenin amacı da Cenâb-ı Hakkı tanımak, rızasını kazanmak ve insanlığa faydalı olmaktır. Bu gayelerden yoksun bir ilim insanlığa barış ve huzur değil savaş ve felaket getirir. Nitekim Resûlüllah (s.a.s) Cenâb-ı Hakka şöyle dua etmiştir: “Allah’ım! Fayda vermeyen ilimden sana sığınırım.”4 “Allah’ım! Bana öğrettiklerinle beni faydalandır. Fayda verecek ilmi bana öğret ve ilmimi artır.”5

Aziz Müslümanlar!

Resûl-i Ekrem (s.a.s) şöyle buyurmuştur: “Kuşkusuz âlimler peygamberlerin vârisleridir. Peygamberler miras olarak ne altın ne de gümüş bırakmışlardır; onların bıraktıkları yegâne miras ilimdir.” 6 O halde Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in mirasına sahip çıkalım. İlmi, Hakkın sevgisini kazanmak için talep eden ve bildiğiyle amel edenlerden olalım. Yarınlarımızın teminatı olan evlatlarımızın ilim, irfan, hikmet ve güzel ahlakı kuşanmış bireyler olarak yetişmeleri için gayret gösterelim.

Kıymetli Kardeşlerim!

Önümüzdeki hafta on sekiz milyonu aşkın öğrencimizle üniversite öncesi okullarımız, ardından da sekiz milyonu aşan öğrencimizle üniversitelerimiz eğitim öğretime başlayacaktır. En büyük zenginliğimiz olan çocuklarımızı ve gençlerimizi ilim, irfan, bilgi, hikmet ve güzel ahlakla yetiştirmek millet olarak en önemli sorumluluğumuzdur. Bu süreçte evimizin de bir eğitim yuvası olduğunu unutmayalım. Evlatlarımızdan ilgi ve desteğimizi esirgemeyelim. Onlara okulu, öğretmeni, hocayı, kitabı sevdirelim. Bu vesileyle yeni eğitim-öğretim yılının öğretmenlerimiz, öğrencilerimiz, tüm ailelerimiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını Yüce Rabbimden niyaz ediyorum.

Hutbemi en güzel muallim olan Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in şu müjdesiyle bitiriyorum: “Kim ilim öğrenmek için yola çıkarsa Allah da ona cennete giden yolu kolaylaştırır.”7

1 Dârimî, Mukaddime, 32.
2 Alak, 96/1.
3 Zümer, 39/9.
4 Nesâî, İstiâze, 13
5 Tirmizî, Deavât 128.
6 Tirmizî, İlim, 19.
7 Tirmizî, İlim, 19.

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

CUMA HUTBESİ İNDİR

PDF İçin TIKLAYINIZ>>>

WORD İçin TIKLAYINIZ>>>

Kaynak: Diyanet Haber

İslam ve İhsan

İNSANIN EBEDÎ SAÂDETİ İÇİN LÜZUMLU OLAN İLİM

İnsanın Ebedî Saâdeti İçin Lüzumlu Olan İlim

FAYDALI İLİM

Faydalı İlim

GERÇEK İLİM NEDİR?

Gerçek İlim Nedir?

İLİM KENDİNİ BİLMEKTİR!

İlim Kendini Bilmektir!

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.