Hz. Hamza’nın (r.a.) Evlatları

Seyyidü'ş-Şüheda Hz. Hamza’nın (r.a.) evlatları.

Seyyidü'ş-Şüheda Hazret-i Hamza radıyallahu anh Efendimiz Hazretleri’nin evlatları.

Duâ ve yükselişte,

Şehidindir en çok pay,

Şerbeti; ölümsüzlük,

Tesbihidir; İsm-i Hayy...

***

Her ölen şehit olmaz,

Îmanla göçmek gerek.

Bâtılı değil hakkı,

Yaşarken seçmek gerek...

***

Bu vatana söylenmiş,

Hadîs-i Peygamberi.

Yüce şehitlerimiz,

Yayar misk-i amberi...

***

‘Şehitler ölmez’ sözü;

Gerçeğin ta kendisi.

Hem vatanın bekçisi,

Hemi de efendisi...

***

Senin hürriyetine,

Kirli el bitişemez.

Îman gücüne asla,

Başka güç yetişemez...

***

Mehmetçiğin görevi;

Sanma göçünce biter,

Hizmetinde devleşir,

Yüce boyutta gider...

***

Nasipli anne baba;

Şehit sahibi olmak.

Cennette açan gülde,

Bir daha olmaz solmak...

***

Bekçiler emrindedir,

Al bayrağım ve vatan...

Kimi toprak üstünde,

Kimi altında yatan...

***

İlk kan damladığında,

Makâmını görerek,

Cemalullâh’a uçar,

Şehîdim, hep gülerek...

***

Şeytan boşa uğraşır,

Onun illeti; zillet!

Mahşere dek payîdar,

Biiznillâh bu millet...

***

Allah Allah nidası

Gönüllerde coşarak,

‘Mehmedim’ aşkla gider

Şehitliğe koşarak...

***

Kabirler taşıyordu,

Secdede göçen canla.

Bu vatan sulanmıştı,

Zemzemle akan kanla...

***

Bu cennet güllerine,

Şâhit olur melekler.

Kalan; ecir ve duâ,

Göçen; fâtiha bekler...

***

Emr-i ilâhi için,

Her sözü Eyvallah’tır.

Mekânı; sekiz cennet,

Makam; Cemâlullah’tır!

***

Son nefesin verirken,

Tutkun olduğun aşka,

Kim var ki gülebilen?

Şehidim senden başka...

***

Bu aziz milletimin,

Şefâatcisi çoktur.

Şehîdi hiç olmayan

Tek bir aile yoktur!

***

Hasretle kucak açmış,

Bekliyor arş-ı âlâ.

Düşse de cism-i pâki,

Albayrak diktir hâlâ!

***

Hamza Efendimiz’e,

‘Allah Arslanı’ denmiş.

O şecâat zirvesi

Hep Allah için yenmiş...

***

Hubbi feyz-î akdesdir,

Şühedânın düstûru.

Vermiştir yüce Mevlam

İlliyyûn’e destûru!

***

Âb-ı Hayat suyundan,

Çehizlenen tertemiz

Komşularıyla, mutlu

Peygamber efendimiz...

***

‘Âlemlerin Rabbi’ne

Teslîm oldu ezelden.

Öğrendi îman nedir;

‘Güzellerden Güzel’den...

***

Cânım Âl-i Abâmız;

Aşk-ı niyâz eyleriz.

Resulullâhımız’a

Salât selam söyleriz!

***

Senin sâyende varız,

Şehit yatanım, senin.

‘Şühedâ kabristanım’

Canım vatanım benim...

***

Giderek yükselerek,

Bu dünyada hep vâr ol.

‘Enbiyalar diyarı

Aziz Türkiyem’ nûr ol!

***

‘Ruhlarına el fatiha’ (Medine-i Münevvere 2010 - İstanbul 2021)

Kaynak: Mahmut Sami Kirazoğlu, Altınoluk Dergisi, Sayı: 433

İslam ve İhsan

HZ. HAMZA (R.A.) KİMDİR?

Hz. Hamza (r.a.) Kimdir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.