Hayat Rehberimiz Kur’an

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu haftaki cuma hutbesi “Hayat Rehberimiz Kur’an” başlığıyla yayınlandı.

“Hayat Rehberimiz Kur’an” başlığıyla yayınlanan bu haftaki cuma hutbesinde Kur’an’ın insanlara rehber ve kılavuz olduğu belirtildi.

Hutbede, Kur’an-ı Kerim’i okuyan Müslümanın peygamberlerin kıssalarından muazzam dersler çıkaracağı vurgulandı. Kur’an’ı öğrenip öğreterek, onu okuyup ve anlayarak bir hayat sürmemiz tavsiyesinde bulunuldu.

04.11.2022 tarihli cuma hutbesi.

HAYAT REHBERİMİZ KUR’AN

Muhterem Müslümanlar!

Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Şüphesiz bu Kur’an en doğru olana iletir; dünya ve ahiret için yararlı işler yapan müminlere, kendileri için büyük bir mükâfat olduğunu müjdeler.”[1]

Okuduğum hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Sözlerin en doğrusu, Allah’ın Kitabı; hâl ve tavrın en güzeli ise Muhammed’in hâl ve tavrıdır.”[2]

Aziz Müminler!

Rahman ve Rahim olan Allah, insanı yarattı. Ona okumayı ve öğrenmeyi nasip etti. Kullarının aklını ve kalbini, vahiyle, imanla, ahlâkî öğütlerle besledi. İslam’ın iyice kavranabilmesi için son peygamber Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s)’i ve hayat rehberimiz Kur’an-ı Kerim’i lütfetti.

Kıymetli Müslümanlar!

Kur’an, hidayettir; dünyada yolunu kaybetmek istemeyenlere, dine uygun yaşamaya çalışanlara, muttakîlere bir rehberdir. Kur’an, beyandır; insanlara Yüce Allah’ın isim ve sıfatlarını, dinimizin hükümlerini açıklayan bir kılavuzdur. Kur’an, Furkân’dır; doğruyla yanlışı birbirinden ayıran, gerçeklerin fark edilmesini sağlayan Kelâmullah’tır. Kur’an, şifa ve rahmettir; dertli gönüllere deva, suya muhtaç iklimlere bolluk ve berekettir.

Değerli Müminler!

Kur’an, geceyi ve gündüzü, karayı ve denizi, doğumu ve ölümü birer ibret kaynağı olarak düşünmemizi ister. “Hayvanlarda sizin için elbette ibret vardır”[3] buyurarak, karıncadan, arıdan, örümcekten ve diğerlerinden ibret almamızı tavsiye eder. Geçmiş ümmetlerin başından geçen hadiselerden çarpıcı kesitler sunar bizlere. Peygamberlerin yaşadığı zorlukları ve Allah’a yakarışlarını anlatarak şöyle buyurur: “Onların kıssalarında akıl sahipleri için elbette ibret vardır.”[4]

Aziz Müslümanlar!

Kur’an-ı Kerim’i okuyan Müslüman, Hz. İbrahîm’in emsalsiz tevhid mücadelesini görecek ve Allah’ın birliğine iman ettiğine bir kez daha sevinecektir. Karşılaştığı her türlü zorluk ve eziyete göğüs geren Hz. Mûsâ’nın azmini örnek alacaktır. Yûsuf aleyhisselâmın kendisini haramdan nasıl koruduğunu, Îsâ aleyhisselâmın Allah’ın verdiği mucizelerle insanlığı nasıl müjdelediğini öğrenecektir. Allah Resûlü’nün vahiyle yoğrulan hayatından, ayetlerle şekillenen ahlâkından muazzam dersler çıkaracaktır.

Saygıdeğer Müminler!

Ecdadımız, Allah kelâmının en üstün tutulması uğruna ömürlerini vakfettiler. Bütün dünya nimetleri ellerinin altında olsa da Mushaf-ı Şerîf’i baş tacı kıldılar. Evlatlarının eğitimine Allah’ın adıyla, kitabının Fatiha’sıyla başladılar. Her gece yatmadan önce okuduğumuz Âmenerrasûlü’nün ilk cümlesini oluşturan اٰمَنَ الرَّسُولُ بِمَٓا اُنْزِلَ اِلَيْهِ مِنْ رَبِّه۪ وَالْمُؤْمِنُونَۜ “Peygamber, Rabbinden kendisine indirilene inandı; müminler de inandılar”[5] ifadesinin sırrına mazhar olmaya çalıştılar.

Kıymetli Müminler!

Kur’an-ı Kerim ile bağlarımızı diri tutalım. Okuduğumuz ayetlerin anlamlarını da öğrenmeye çalışalım. Çocuklarımızın yazın öğrendiklerini kışın unutmamaları için onlara yardımcı olalım. Kur’an okuma ve anlama becerilerini tekrar ettirelim onlara. خَيْرُكُمْ مَنْ تَعَلَّمَ الْقُرْآنَ وَعَلَّمَهُ “Sizin en hayırlınız Kur’an’ı öğrenen ve öğretenlerdir”[6] buyuran Peygamber Efendimizin sözünden ibret ve ilham alalım. Kur’an öğrenmeye ve öğretmeye ayrılan her saniyenin, hatta her anın, Allah’ın rızasını kazanmaya vesile olduğunu unutmayalım.

Hutbeme son verirken, Cenâb-ı Hakk’ın bize bahşettiği imandan ve Kur’an’dan kıyamete dek nesillerimizi de mahrum etmemesini niyaz ediyorum.

Dipnotlar:

[1] İsrâ, 17/9. [2] Nesâî, Îdeyn, 22. [3] Nahl, 16/66. [4] Yûsuf, 12/111. [5] Bakara, 2/285. [6] Tirmizî, Fedâilü’l-Kur’ân, 15.

Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

İslam ve İhsan

KUR’AN-I KERİM’İN İCAZI VE DİNLEYENLER ÜZERİNDEKİ TESİRİ

Kur’an-ı Kerim’in İcazı ve Dinleyenler Üzerindeki Tesiri

KUR’AN-I KERİM’İ OKUYUP ONUNLA AMEL ETMENİN FAZİLETİ

Kur’an-ı Kerim’i Okuyup Onunla Amel Etmenin Fazileti

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.