Günümüz Toplumunun Sorunları

Günümüz toplumunun sorunları nelerdir? İslami hayatta meydana gelen problemlerin sebebi nedir? İnsanların kazançlarında helal ve haram hassasiyeti ne durumda? Günümüzün portresi...

Peygamber Efendimiz’in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir:

“–İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelir ki; (…) bu zaman geldiğinde, maîşet, Allâh’ın gazabına dûçâr olmadan kazanılamaz olur.

Bu zaman geldiğinde; kişinin helâki, hanımı ve evlâtları elinden olur.

Eşi ve evlâtları yoksa; helâki, anne-babası elinden olur.

Anne babası yoksa; helâki, akrabası ve komşuları elinden olur.”

Dediler ki:

“–Bu nasıl olur yâ Rasûlâllah?”

Buyurdu ki:

“–Onlar bu kişiyi geçiminin darlığından dolayı ayıplarlar. Bunun üzerine o da kendini helâk edeceği yollara girer.” (Beyhakî, ez-Zühdü’l-kebîr, s. 183/439)

Günümüzde bu hâl çok fazla yaşanmaktadır.

İnsanlar; çevrelerinin ayıplamasından kaçmak, onlara mahcup olmamak gibi duygularla nice yanlışlara düşmektedir.

  • Nice gafiller; ev halkının, evlâtlarının ve yakınlarının tesiriyle kredi kartlarıyla fâize bulaşmaktadır. İsraflara, lükslere ve haramlara alışmaktadır.
  • Kimisi aldatıcı reklâmlar ve benzeri ticarî hilelerle, helâl ve tayyib / temiz olup olmamasına bakmadan, para kazanmaya uğraşmaktadır.
  • Kimisi kadınları tezgâhtar tutmakta, ihtilâtlı lâubâlî ortamlar teşkil ederek kazancını kirletmektedir.
  • Kimisi dükkânını harama sebep olacak kişilere kiralamakta, kimisi sokakta giyilmesi haram olan kıyafetler satmakta, hâsılı birçok kişi kazancını bir şekilde kirletmektedir.

Bu belâlardan kurtulmanın çaresi; helâle kanaat etmek, haramdan kaçmaktır.

Câhiliyyeden asr-ı saâdete kaçmaktır.

Bir başka rivâyet de şöyledir:

“İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelir ki; maîşeti temine, ancak mâsiyet ile güç yetirilebilir. Öyle ki kişi yalan söyler, yemin eder.

Bu zaman gelince; Allâh’a, kitâbına ve Nebî’si Muhammed’in sünnetine kaçın!..” (Deylemî, Firdevs, V/444, 8687)

Çare; şeytana ve şeytânî yalanlara, ayıplamalara ve kınamalara aldırmadan, doğruluktan, sıdktan ve istikametten yana olmaktır.

Bu istikametin en güzîde misallerinden biri de şudur:

Bahâeddin Nakşibend Hazretleri yiyeceğini kendi ziraatinden elde eder ve helâliyetine çok büyük bir ihtimam gösterirdi. Kendi muayyen tarlasında her sene bir miktar arpa, biraz börülce ve zerdali yetiştirirdi. Ziraat yaparken kullanılan hayvanların, tarlanın, tohumun ve suyun helâl olması husûsunda çok dikkatli davranırdı. Bu sebeple pek çok âlim, teberrüken onun helâl yemeğinden yemek için sohbetlerine iştirâk ederdi.

O zamanın sâlihleri, hastaları olduğu zaman Bahâeddin Nakşibend Hazretleri’nin hânesinden ekmek alırlar;

“‒Bunu şifâ olarak yedirelim.” derlerdi.

Cenâb-ı Hak; bizleri şeytanın yalanlarından, hile ve aldatmacalarından muhafaza buyursun. Dilimizi yalan söylemekten, kulağımızı yalan sözler işitmekten, gönüllerimizi yalan ve aldatıcı vesveselere meyletmekten muhafaza eylesin…

Rabbimiz, cümlemizi sıdk ve sadâkatten ayırmasın. Bizleri sıddîklar ve sâdıklarla beraber eylesin.

Âmîn!..

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.