Gazze’de Bebekler Açlıktan Ölüyor

İsrail’in 150 gündür sürdürdüğü abluka nedeniyle Gazze’de 40 binden fazla bir yaş altı bebek mama yetersizliğiyle yavaş ölüme sürükleniyor. Uluslararası toplum ise bu insani dram karşısında sessiz.

Filistin haber ajansı WAFA'ya göre, Gazze kentindeki Şifa Hastanesi'nde 7 aylık Muhammed İbrahim Ades isimli bebek, şiddetli açlık ve bebek mamasının bulunamaması nedeniyle yaşamını yitirdi.

"Gazze'de açlık can almaya devam ediyor." diyen Burş, son 24 saatte 1'si çocuk 14 kişinin daha açlık kaynaklı yaşamını yitirdiğini aktardı.

Burş, Gazze'de açlıktan ölenlerin sayısının 88'i çocuk 147'ye yükseldiğini kaydetti.

Gazze'de açlıktan hayatını kaybeden Filistinlilere işaret eden Burş, "Bu sayılar sadece bir istatistik veri değil; vicdan sahibi olan herkes için bir yardım çığlığıdır." ifadesini kullandı.

Burş, İsrail'in yardım girişini engellemesine vurgu yaparak, "Açlık, Gazzeli çocukları dünyanın gözü önünde katlederken; bebek maması ve yiyecek ise kilometrelerce uzakta. Bu sessizlik ne kadar sürecek?" ifadelerine yer verdi.

İsrail'in ablukasına işaret eden Burş, "Bu abluka tam bir soykırıma dönüşmeden önce Gazze'de kalan canları kurtarın." şeklinde yardım çağrısı yaptı.

GAZZE'DEKİ HÜKÜMET: 40 BİNDEN FAZLA 1 YAŞ ALTI BEBEK "YAVAŞ ÖLÜM" RİSKİ ALTINDA

Gazze'deki hükümetin Medya Ofisinden yapılan açıklamada ise İsrail'in 150 gündür bebek maması girişini engellediği Gazze'de on binlerce bebeğin hayatının tehlikede olduğu belirtildi.

İsrail'in insani yardım girişini kısıtlayan ablukası altındaki Gazze'de bebeklerin hayatını tehdit eden "eşi benzeri görülmemiş bir insani felaketin" eşiğinde olduğu kaydedildi.

Açıklamada, "Boğucu ve suç teşkil eden abluka sebebiyle Gazze Şeridi'nde 40 binden fazla bir yaş altı bebek yavaş ölüm riski altında." ifadesi kullanıldı.

İsrail'in 2 Mart'tan bu yana kapalı tuttuğu Gazze'nin sınır kapılarının derhal açılması ve bebek maması ile insani yardımların acilen bölgeye ulaştırılması çağrısı yapıldı.

Gazze'ye İsrail'in uyguladığı abluka nedeniyle "kaybedilen her masum candan işgalci İsrail'in yanı sıra onu destekleyen devletler ve uluslararası toplum da" sorumlu tutuldu.

GAZZE "AÇLIKTAN" ÖLÜYOR

İsrail'in saldırıları ve insani yardım girişini kısıtlayan sıkı kuşatması altındaki Gazze Şeridi, açlığın yayıldığı, su, ilaç, tıbbi gereçler ve hijyen malzemesinin bulunamadığı insani felaketi yaşıyor.

Başta çocuklar olmak üzere, Gazze Şeridi'nde açlık nedeniyle ölümler artıyor.

Yerel ve uluslararası çevreler İsrail'in "açlığı ve susuzluğu silah olarak" kullandığını belirtiyor.

Sivil altyapıyı da tahrip ederek Gazze'nin yüzde 88'ini yıkan İsrail ordusu, sürgün emirleriyle yerinden ettiği Filistinlileri sık sık barındıkları bölgelerde hedef alıyor.

Nüfusu yaklaşık 2,3 milyon olan Gazze'de İsrail saldırıları ve sürgün emirleriyle yerinden edilenlerin sayısının 2 milyona ulaştığı, çok sayıda kişinin defalarca yerinden edildiği belirtiliyor.

Temel malzemelerden yoksun bir şekilde yerinden edilen Filistinliler, derme çatma çadırlarda veya aşırı kalabalıklar içinde hijyen malzemelerinin eksikliğinde lavaboların bile yetersiz olduğu, bulaşıcı hastalıkların yayıldığı okullarda hayatta kalmaya çalışıyor.

İsrail ordusu ise günlük düzenlediği saldırılarla yerinden edilenlerin çadırları ve barındığı sivil noktaları bombalıyor.

İsrail'in Gazze Şeridi'ne 7 Ekim 2023'ten bu yana düzenlediği saldırılarda en az 59 bin 821 Filistinli hayatını kaybetti, 144 bin 851 kişi de yaralandı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.