Filistinli Gazeteciler, Gazze'nin Kuzeyinde Aç Bırakılan Halk İçin Dünyayı Yardıma Çağırdı

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Filistinli gazeteciler, İsrail'in saldırıları altındaki halkın aç bırakılmasına son verilmesi için uluslararası topluma yardım çağrısında bulundu.

İsrail ordusu Gazze Şeridi'nin kuzeyine yönelik saldırılarını karadan ve havadan aralıksız sürdürürken, Filistinli gazeteciler, Cibaliya Mülteci Kampı'nda yaptıkları eylemle uluslararası toplumdan yardım istedi.

Gazeteciler, Gazze'nin kuzeyinde aç bırakılan halk için bölgeye insani yardımların ulaştırılması taleplerini dile getirdi.

Filistinli gazeteci İslam Bedir, eylemde yaptığı konuşmada, "Dünya üzerinde daha önce görülmemiş, çocuklar, hastalar dahil toplumun tüm kesimlerine kadar uzanan açlığa karşı yardım çağrısında bulunuyoruz. Gazze'nin kuzeyindeki Filistinliler soykırım ve aç bırakma politikasına maruz kalıyor." dedi.

Bedir, piyasada un gibi temel gıda maddelerinin dahi bulunmadığını, İsrail'in ise yardımların girişine izin vermediğini ve kuzey bölgelere gittikçe kötüleşen bir abluka uyguladığını söyledi.

Dünyanın gözü önünde uygulanan bu aç bırakma politikasından uluslararası toplumun sorumlu olduğunu belirten Bedir, "Gazze'nin kuzeyine yardım girdiğine dair haberler yalan. Buraya hiçbir yardım ulaşmıyor." diye konuştu.

"Yarım milyondan fazla Filistinli aç, susuz bırakılıyor"

Filistinli Gazeteciler Sendikası Başkanı İmad Zakkut da eylem sırasında, "Gazze'nin kuzeyinde yarım milyondan fazla Filistinli aç, susuz bırakılıyor. Bu İsrail'in güneye gitme tehditlerine karşılık vermeyenlere toplu cezalandırma politikasıdır." dedi.

Uluslararası toplum ve tüm kesimlere Gazze'nin kuzeyindeki halkın içinde bulunduğu duruma karşı sorumluluk üstlenme çağrısı yapan Zakkut, bölgedeki insanların hayatta kalabilmeleri için insani yardımların girişinin sağlanması gerektiğini vurguladı.

Sosyal medyada da gazeteciler, "Gazze'nin kuzeyi açlıktan kıvranıyor" hashtagi ile kampanya başlattı.

Gazze'deki hükümetin medya ofisinden dün yapılan açıklamada, İsrail ordusunun yardımların girişini engelleyerek açlığa mahkum ettiği Gazze Şeridi'nin kuzeyinde halkın yemek zorunda kaldığı hayvan yemlerinin bile tükendiği belirtilmişti.

Açıklamada, uluslararası topluma hitaben, "Yiyecek, un, pirinç, tahıl ve bölge sakinlerinin yediği hayvan yemlerinin bile tükenmesinin ardından Gazze'nin kuzeyinde açlığın tırmanmasından tamamen ABD, İsrail işgali ve uluslararası toplumu sorumlu tutuyoruz." ifadesine yer verilmişti.

Açıklamada, "Açlık ve etkileri silinene kadar Gazze Şeridi'nin kuzeyine acil olarak günlük 1000 tırın ulaştırılmasını talep ediyoruz. Eğer bu yapılmazsa gerçek bir insani felaketle karşı karşıya kalacağız." denilmişti.

İsrail'in saldırılarının öncesinde günlük 600 yardım tırının geldiği 2,3 milyon nüfuslu Gazze'de, yaklaşık 2 milyon Filistinlinin yerinden edilmesine rağmen halihazırda ulaştırılan yardımlar ihtiyacın son derece az bir kısmını karşılıyor.

Yerinden edilen Filistinlilerin sığındığı barınaklarda aşırı kalabalık, su, gıda ve ilaç eksikliği nedeniyle bulaşıcı hastalıklar hızla yayılırken, İsrail ordusunun insani yardım konvoylarını, çalışanlarını, hastaneleri ve sağlık ekiplerini hedef alması nedeniyle etkili sağlık hizmeti verilemiyor.

Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı Gazze Direktörü Thomas White, 5 Şubat'ta İsrail'in, Gazze Şeridi'nin kuzeyine gitmeyi bekleyen yardım konvoyunu vurduğunu belirtmişti.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.