Ezan Vakitleri

Allah’ın mü’minlere farz kıldığı beş vakit namazın habercisi olan ezan ne demek? Ezan nasıl ortaya çıktı? Ezan nasıl okunur? Ezan vakitleri neye göre belirlenir? Ezan Arapça-Türkçe yazılışı, okunuşu ve anlamı... Ezan vakitlerini (Kur’an’da namaz vakitleri) ezan dosyası haberimizde sizler için derledik.

İL İL, İLÇE İLÇE NAMAZ VAKİTLERİ (Ezan Saatleri için tıklayınız)

Ezan Allah’ın mü’minlere farz kıldığı beş vakit namazın haber vermek için yapılan çağrıdır.
 
EZAN NEDİR?
Ezan sözlükte “duyurmak, bildirmek” anlamına gelir. İlmihaldeki anlamı ise, farz namazlar için belli vakitlerde okunan “bilinen özel sözler”dir. Ezan okuyan kişiye müezzin denir.

EZAN NASIL ORTAYA ÇIKTI?

Namaz vaktini cemaate duyurmak için önceleri yalnızca “Namaza, namaza!” ifâdeleri söylenirdi. Daha sonra ise ezân-ı Muhammedî lutfedildi. Peygamber Efendimiz, halkı namaza dâvet şeklinin nasıl olması gerektiği husûsunu ashâbıyla istişâre ediyordu. Bâzısı; “Namaz vakti geldiği zaman bir sancak dikelim, Müslümanlar onu gördüklerinde birbirlerine haber versinler.” dedi. Fakat Peygamber Efendimiz bu teklifi beğenmedi. Yahûdî borusu çalınması teklif edildi, onu da beğenmedi: “Bu, Yahûdîlerin âletidir.” buyurdu. Çan çalınmasından bahsedildi. Peygamber Efendimiz: “O da Hıristiyanların işidir.” buyurdu.

Resûlullâh’ın derdiyle dertlenen, O’nun kaygısı ile kaygılanan Abdullâh bin Zeyd (r.a.) oradan ayrılıp gitti. Uyku ile uyanıklık arasında iken kendisine ezân-ı Muhammedî lutfedildi. Hemen Resûlullâh’ın yanına giderek: “–Ben uyku ile uyanıklık arasında iken biri gelip bana ezânı öğretti.” dedi. Hz. Ömer (r.a.) da aynı rüyâyı görmüştü… Bunun üzerine Allâh Resûlü: “–Ey Bilâl kalk ve Abdullâh bin Zeyd’in söylediklerini tatbîk et!” buyurdu. Bilâl (r.a.) da Abdullâh’ın söylediklerini aynen tatbîk etti ve ezân okudu. (Ebû Dâvûd, Salât, 27/498) Böylece ezân, vâcib derecesinde kuvvetli bir sünnet oldu. Çünkü o hem sâdık rüyâ, hem sünnet-i Nebî, hem de vahy-i ilâhî ile sâbittir. Âyet-i kerîmede: “Onları namaza çağırdığınız zaman…” (el-Mâide, 58) buyrulmaktadır.

NAMAZA DAVET

Ezânın teşrîinde her ne kadar vâsıta Abdullâh bin Zeyd (r.a.) ise de vahye ve gaybî feyze mazhar olan, her zaman için Resûlullâh idi. Ezân, O’nun tasdîki ile meşrû kılındı ve insanlar câmiye, cemaate çağrılmaya başlandı. Bilâl-i Habeşî (r.a.), ilk ezânı okuduğu zaman Medîne’nin bir ucundan diğer bir ucuna bu yüce dâvet ulaştı. Ezân sadâsıyla semâlar yankılandı. Mü’minler, büyük bir neş’e içinde mescide koştular.

EZAN METNİ VE ANLAMI - EZAN NASIL OKUNUR?

Ezanın sözleri ve anlamı (Ezan Arapça-Türkçe yazılışı, okunuşu ve anlamı) şu şekildedir:

 

Ezan Arapça Yazılışı (Ezan Arapçası)

 
اَللَهُ اَكْبَرُ- اَللَهُ اَكْبَرُ اَللَهُ اَكْبَرُ- اَللَهُ اَكْبَرُ اَشْهَدُ اَنْ لَا اِلَاهَ اِلَّا اللهُ – اَشْهَدُ اَنْ لَا اِلَاهَ اِلَّا اللهُ اَشْهَدُ اَنَّ مُحَمّدًا رَسُولُ اللهِ – اَشْهَدُ اَنَّ مُحَمّدًا رَسُولُ اللهِ حَىَّ عَلَى الصَّلَاةِ – حَىَّ عَلَى الصَّلَاةِ حَىَّ عَلَى الْفَلَاحِ – حَىَّ عَلَى الْفَلَاحِ اَللَهُ اَكْبَرُ- اَللَهُ اَكْبَرُ
 

Ezan Okunuşu (Ezan Türkçe Okunuşu)

  • Allâhü ekber, Allâhü ekber, Allâhü ekber, Allâhü ekber
  • Eşhedü en lâ ilâhe illallah, Eşhedü en lâ ilâhe illallah
  • Eşhedü enne Muhammeden Resûlullah, Eşhedü enne Muhammeden Resûlullah
  • Hayye ale’s-salâh, Hayye ale’s-salâh
  • Hayye ale’l-felâh, Hayye ale’l-felâh
  • Allâhü ekber, Allâhü ekber
  • Lâ ilâhe illallâh

Ezan Anlamı (Ezan Türkçesi - Ezan Türkçe Anlamı)

  • Allah en büyüktür, Allah en büyüktür, Allah en büyüktür, Allah en büyüktür
  • Allah’tan başka ilah olmadığına şehâdet ederim, Allah’tan başka ilah olmadığına şehâdet ederim,
  • Muhammed (s.a.v)’in Allah’ın elçisi olduğuna şehâdet ederim, Muhammed (s.a.v)’in Allah’ın elçisi olduğuna şehâdet ederim
  • Haydin  namaza, Haydin namaza
  • Haydin felâha, Haydin felâha
  • Allah en büyüktür, Allah en büyüktür
  • Allah’tan başka ilah yoktur.

Not: Sabah ezanında "Hayye ale’l-felâh" cümlesinden sonra 2 defa "es-Salâtü hayrün mine’n-nevm" (Namaz uykudan hayırlıdır) denir.

BEŞ VAKİT NAMAZ VAKTİ - EZAN VAKİTLERİ NEYE GÖRE BELİRLENİR?

Namaz belli vakitlerde farz kılınmış bir ibadettir. Allah, Nisa Sûresi’nin 103. âyetinde namazın belli vakitlere tayin edilmiş bir ibadet olduğunu buyurur. Rum Sûresi’nde 17. ve 18. âyetlerinde Peygamber Efendimiz’e namaz vakitlerinin neler olduğunu bildirir ve başka bir zamanda ise kendisinden önceki Peygamberlere de bildirilmiş vakitler olduğunu söyler. Namaz evrensel olduğu için ezan saatleri dünyanın ve güneşin hareketlerine göre tayin edilmektedir. Peki Beş vakit namazın hangi durumlara göre belirlenir?

SABAH EZANI VAKTİ (SABAH NAMAZI VAKTİ NEYE GÖRE BELİRLENİR?)

Sabah namazı saati, fecrin doğuşuyla başlayıp güneşin doğuşuyla sona ermektedir. Fecrin doğması ise tan vaktini belli etmektedir. Bu vakit gökyüzünün iki tarafının karanlık bir tarafının aydınlık olduğu zamandır. Tan vaktinin hemen ardından doğudan aydınlık görülmeye başlanır. Bu da güneşin doğuşunun habercisidir. Ülkemizin konumuna göre imsak vakitlerinden ortalama 25 dakika sonra kadar namaz kılınabilmektedir. Bu dakika şehirden şehre farklılık gösterebilir. Sabah namazı vaktiyle ilgili âyet-i kerimede şöyle buyrulur: “Gündüzün güneş dönüp gecenin karanlığı bastırıncaya kadar (belli vakitlerde) namaz kıl; bir de sabah namazını. Çünkü sabah namazı şahitlidir.” (İsrâ Sûresi 78)

 

ÖĞLE EZANI VAKTİ (ÖĞLE NAMAZI VAKTİ NEYE GÖRE BELİRLENİR?)

Öğle namazı saati, güneşin tam tepe noktasından geçtiği anda başlamaktadır. Bu vakit, her şeyin gölgesi bir misli olana kadar devam etmektedir. Güneşin tam tepede olduğu vakit ise zeval olarak adlandırılır. Öğle namazı vaktiyle ilgili âyet-i kerimede şöyle buyrulur: “Haydi siz, akşama ulaştığınızda (akşam ve yatsı vaktinde) sabaha kavuştuğunuzda, gündüzün sonunda ve öğle vaktine eriştiğinizde Allah’ı tesbih edin (namaz kılın), ki göklerde ve yerde hamd O’na mahsustur.” (Rûm Sûresi 17-18)

İKİNDİ EZANI VAKTİ (İKİNDİ NAMAZI VAKTİ NEYE GÖRE BELİRLENİR?)

İkindi namazı saati, öğle namazı vakti bittikten sonra başlayıp güneş batıncaya kadar sürmektedir. İkindi namazı vaktiyle ilgili âyet-i kerimede şöyle buyrulur: “Namazlara ve orta namaza devam edin. Allah’a saygı ve bağlılık içinde namaz kılın.” (Bakara Sûresi, 238) İkindi namazı vaktiyle ilgili hadis-i şerifte ise şöyle buyrulur: “Güneş batmadan önce ikindi namazından bir rekâta yetişen kimse ikindi namazına yetişmiştir.” (Zeylaî, Nasbu’r-Râye, I/228)

 

AKŞAM EZANI VAKTİ (AKŞAM NAMAZI VAKTİ NEYE GÖRE BELİRLENİR?)

Akşam namazı saati, güneş battıktan sonra başlayıp güneşin battığı yerde meydana gelen kızıllık kayboluncaya kadar olan sürmektedir. Akşam namazı vaktiyle ilgili âyet-i kerîmede şöyle buyrulur: “Gündüzün iki ucunda, gecenin de ilk saatlerinde namaz kıl. Çünkü iyilikler kötülükleri (günahları) giderir. Bu, öğüt almak isteyenlere bir hatırlatmadır.” (Hûd Sûresi 114)

YATSI EZANI VAKTİ (YATSI NAMAZI VAKTİ NEYE GÖRE BELİRLENİR?)

Yatsı namazı saati, akşam namazının vakti çıktıktan sonra başlayıp sabah namazının vakti girinceye kadar sürmektedir. Yatsı namazı vaktiyle ilgili âyet-i kerimede şöyle buyrulur: “Güneşin doğuşundan ve batışından önce Rabbini hamd ile tespih et. Gece vakitlerinde ve gündüzün uçlarında da tespih et ki hoşnut olasın.” (Tâha Sûresi 130)

EZAN DUASI - EZAN DUASI NASIL OKUNUR?

Peygamberimiz ezanı dinledikten sonra şu duayı okuyan kimseye şefaatinin hak olacağını bildirmiştir. (Buhârî, “Ezân”, 8)

 
  • Ezan Duası Okunuşu

Peygamber Efendimiz’in okuduğu ezan duâsı: Allâhümme rabbe hâzihi’d-da‘veti’t-tâmme ve’s-salâti’l-kaime, âti Muhammeden el-vesîlete ve’l-fazîleh. Veb‘ashü makamen mahmûdeni’llezî va‘adteh.

  • Ezan Duası Anlamı

“Ey şu eksiksiz mesajın ve kılınacak namazın Rabbi olan Allahım! Muhammed’e vesileyi ve fazileti (ve yüksek dereceyi) ver! Vaad ettiğin övülmüş makama yükselt. (Sen vaadine muhalefet etmezsin)”

İslam ve İhsan

NAMAZ NEDİR?

Namaz Nedir?

NAMAZ VAKİTLERİ

Namaz Vakitleri

5 VAKİT NAMAZLA İLGİLİ AYET VE HADİSLER

5 Vakit Namazla İlgili Ayet ve Hadisler

NAMAZ NASIL KILINIR?

Namaz Nasıl Kılınır?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.