Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: İslamofobi, Yapay ve Sahte Bir İfadedir

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Radyo Televizyon Üst Kurulu koordinasyonunda düzenlenen 1. Uluslararası Medya ve İslamofobi Sempozyumu açılışında, "İslamofobi, yapay ve sahte bir ifadedir." dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Ankara'da gerçekleştirilen 1. Uluslararası Medya ve İslamofobi Sempozyumu'nda konuştu.

1. Uluslararası Medya ve İslamofobi Sempozyumu'nda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, İslam dininin getirdiği yüksek ahlakî ilkelerle insanlığın kurtuluşunu temin eden ilahi bir nizam olduğunu belirterek, “İslam, bütün insanlar için can, akıl, din, mal ve nesil özgürlüğünü hedefleyen barış ve merhamet dinidir. Kur’an-ı Kerim, dünyada huzur ve barışın en büyük teminatı olarak adaleti ve merhameti emretmektedir.” dedi.

Başkan Prof. Erbaş, Müslümanların, inançları gereği, dünyadaki herkesin onurlu, özgür ve insanca bir hayat yaşama hakkını savunduğunun altını çizerek, “Tarihî süreç içerisinde İslam’ın ilkelerinin hayata rehberlik ettiği dönemlerde yeryüzü insanî değerlerle buluşmuş, barış, huzur ve güven hayata egemen olmuştur. Ancak son asır boyunca, fiilî, siyasî, iktisadî ve kültürel açıdan emperyalizme maruz kalan İslam coğrafyasında özellikle İslam’ın değerlerine yönelik planlı müdahaleler yapılmıştır.” ifadelerini kullandı.

Hiçbir olumsuz kelime, rahmet dini İslam ile bir araya getirilemez.  

İslam’ı karalamaya yönelik çabaların “İslamofobi” kelimesi etrafında yoğunlaştığını belirten Erbaş, “Öncelikle ifade etmeliyim ki İslamofobi, yapay ve sahte bir ifadedir. Zira hiçbir olumsuz kelime, rahmet dini İslam ile bir araya getirilemez.  Ancak görüyoruz ki, bilhassa Avrupa’da, İslam düşmanlığı üzerinden üretilen nefret dili; yazılı ve görsel basında ve siyasî söylemlerde sorumsuz bir şekilde kullanılmaktadır.” şeklinde konuştu.

İslamofobinin İslam karşıtlığına ve İslam düşmanlığına dönüştüğünün altını çizen Prof. Erbaş, “Camilerde ve hayatın her alanında Müslümanları hedef alan ırkçı saldırılar ve ayrımcı uygulamalar giderek artmaktadır. Son 2 yılda Avrupa’da sadece camilerimize yönelik 669 saldırı tespit ettik.” dedi.

DEAŞ, FETÖ, Boko Haram, eş-Şebab, el-Kaide ve benzeri terör örgütleri İslamofobi endüstrisine malzeme üretmektedir

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, DEAŞ, FETÖ, Boko Haram, eş-Şebab, el-Kaide ve benzeri terör örgütleri İslamofobi endüstrisine malzeme ürettiğini vurgulayarak konuşmasını şöyle sürdürdü: 

“Açıkça ifade etmeliyim ki, güven ve huzur ortamını bozan, terör ve anarşiye davet eden hiçbir söylem ve davranışın, merhamet ve adalet dini olan İslam’dan referans bulması mümkün değildir. Kaldı ki bu tür oluşumlar, en büyük zararı, İslam’a ve Müslümanlara vermektedir. 

Kuşkusuz bu yapılar, dinî hassasiyetlerden değil; sosyal, siyasal, ekonomik ve psikolojik yıkımların ortaya çıkardığı şartlardan doğmuş ve din istismarıyla beslenmiştir. Nitekim şiddete dayalı örgütlerin, diğer dinleri referans alan veya seküler saiklerle ortaya çıkan pek çok örneği de vardır.”

Sapkın siyonist inanış ve evanjelist anlayış sahipleri hangi dinlerin mensuplarıdır? 

Dünya kamuoyuna seslenen Başkan Erbaş konuşmasını şöyle sürdürdü: 

“Dünya kamuoyuna sormak istiyorum, bugün yeryüzündeki küresel kaos ve anarşinin en büyük failleri olarak; dünyayı özel mülkü zanneden sapkın siyonist inanış ve kendince tanrıyı kıyamete zorlayan evanjelist anlayış sahipleri hangi dinlerin mensuplarıdır?

Dünyayı özel mülkü zanneden Siyonist Yahudilerden dolayı genelleme yaparak Judaizmofobi tabirini kullanıyor muyuz? 

Tanrı krallığını gerçekleştirmek için benim de payım olsun diye yeryüzünde kaos çıkaran, terör örgütleri kurduran evanjelist anlayıştan dolayı Hristiyanizmofobi tabirini kullanıyor muyuz?

Myanmar’da Arakanlı Müslümanları katleden Myanmar Budistlerinden dolayı genelleme yaparak tüm Budistleri içerisine alacak Budizmofobi tabirini kullanıyor muyuz?”

İslam’ın ilke ve değerlerini tüm nesillerimize ve insanlığa en güzel şekilde tanıtmak için var gücümüzle çalışmaktır

Yapılması gerekenleri belirten Erbaş, “Bugün yapmamız gereken, İslam coğrafyasındaki terör yapılarını ve Batı dünyasındaki İslam karşıtlığını ortaya çıkaran sebepleri gerçekçi bir şekilde ele almaktır. İslam düşmanlarının ve istismarcı yapıların, inanç ve medeniyet değerleri konusunda bilgisiz gençleri kandırdığı gerçeğinden hareketle; İmam Hatip Okullarımız ve İlahiyat Fakültelerimiz başta olmak üzere, İslam’ın ilke ve değerlerini tüm nesillerimize ve insanlığa en güzel şekilde tanıtmak için var gücümüzle çalışmaktır. Medya araçlarını etkin bir şekilde kullanarak İslam’ın hakikatini insanlığın idrakine sunmak ve İslam’a düşmanlık yapan tüm unsurlarla hep beraber mücadele etmektir.” ifadelerini kullandı.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın tüm imkânlarıyla İslam’a ve Müslümanlara yönelik algı operasyonları ve kara propaganda ile mücadeleye devam ettiğini belirten Erbaş, “Personel eğitimlerimizde, halkımıza yönelik vaaz ve hutbelerimizde bu konuları özenle ele alıyoruz.  81 ilimizin tamamında ve pek çok ilçemizde, ayrıca Millî Savunma Bakanlığımız ve İçişleri Bakanlığımızla beraber, Polis Eğitim Merkezlerinde ve askerî okullarda ‘Din İstismarı’ ve ‘İslam Düşmanlığı’ konularını anlatan yüzlerce faaliyet gerçekleştirdik. Bu kapsamda 18 dilde 40 eser ve 43 broşür yayınladık. Yurt içinde ve yurt dışında milyonlarca eseri ücretsiz olarak dağıttık. Diyanet televizyonumuzda, radyolarımız ve dijital mecralarımızda toplumun her kesimine yönelik yüzlerce özel programlar yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Fransa’daki sapkın derginin yayımladığı çirkin karikatürler üzerine 2020 yılı Eylül ayında, Diyanet İşleri Başkanı olarak 124 ülkeden 235 Dini Lider ve temsilciye bir mektup gönderdik.” dedi.

İslamofobi yani İslam düşmanlığıyla mücadele komisyonu

Başkan Erbaş, İslam karşıtı akımlarla mücadelenin Din İşleri Yüksek Kurulunun da önemli gündemlerinden birisi olduğunu belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü: 

“Başta Din Şûrâsı olmak üzere konuyla ilgili pek çok ilmi toplantı, müzakere ve araştırma yapılmakta; raporlar hazırlanmaktadır. Bu raporlar farklı dillere çevrilerek ve dijital ortamlarda yayımlanarak tüm dünya ile paylaşılmaktadır.
Afrika Dini Liderler Zirvesi, Dünya Müslüman Azınlıklar Buluşması, Avrupa Müslümanları Buluşması gibi yaptığımız pek çok uluslararası toplantı ve organizasyonlarda İslam karşıtlığı ve düşmanlığı konusunu gündem yaptık. Müzakere ettik, kararlar aldık ve takip ediyoruz.

Bu bağlamda Başkanlığımız bünyesinde ‘İslamofobi yani İslam düşmanlığıyla mücadele komisyonu’ oluşturulmuştur. Böylece ilmî ve hukuki zeminde İslam düşmanlığıyla mücadelemiz daha etkin şekilde devam edecektir. Bu doğrultuda uluslararası organizasyonlar geliştirilip güçlendirilecektir.”

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, barış dininin mensupları olarak çatışma, kaos ve kavgayı değil; çözümü, barışı ve insanî değerleri esas alacaklarını ve bu yöndeki çaba ve gayretleri destekleyeceklerini vurguladı.

Kaynak: Diyanet Haber

İslam ve İhsan

İSLAMOFOBİ İFADESİ NİÇİN ORTAYA ÇIKTI?

İslamofobi İfadesi Niçin Ortaya Çıktı?

BATI'DAKİ İSLAMOFOBİNİNİN NEDENLERİ

Batı'daki İslamofobininin Nedenleri

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.