Çocuğun Velayeti Kime Aittir?

On yıl evlilikten sonra boşanan eşlerin birisi üç yaşında erkek, diğeri dört yaşında kız çocukları vardır. Bu çocuklar hangi eşe verilmeli ve bakım sorumluluğu kime ait olmalıdır?

Bir erkek evlenince hanımının ve küçük çocuklarının nafaka sorumluluğunu üstlenmiş olur. Boşandıktan sonra iddet süresince (üç hayız ve temizlenme süresi de kocanın nafaka yükümlülüğü devam eder.

ÇOCUĞUN BAKIM VE TERBİYESİNDEN KİM SORUMLUDUR?

Çocukların bakım ve eğitim masrafları ise erkek çocuğu bir meslek ve gelir sahibi oluncaya, kız çocuğu ise evleninceye kadar babaya aittir. Ancak küçük çocukların nafaka sorumluluğunun babalarının üzerinde olması, boşandıktan sonra çocukların ona verilmesini gerektirmez. Bu yüzden ayrılan eşlerin küçük çocuklarının hangi eşe verileceği konusu İslâm’da «hıdâne» esaslarına göre çözümlenir.

Bakım sorumluluğu (hıdâne) çağı küçük çocuklarda yeme, içme, giyinme ve temizliğini kendi başına yapabileceği yaşa kadar sürer. Bu, Hanefîlere göre erkek çocukta yedi, kız çocuğunda ise ergenlik yaşıdır. Mâlikîlere göre kız evleninceye kadar, annesinin yanında kalır. Şâfiilere göre ise temyiz çağına gelen her iki cinse anne veya babadan dilediğini seçme hakkı tanınır. Ancak çocuk hıdâne süresince annesinin veya onun yokluğunda anne anne veya baba anne gibi bakım sorumluluğu sırası gelen diğer hısımının yanında kalsın, onun bakım ve geçim masraflarının babaya ait olduğunda görüş birliği vardır.

Küçük çocukların bakıma muhtaç oldukları hıdâne çağında annelerinin, bundan sonra ise babalarının yanında kalma hakları Hz. Peygamber’in ve sahabenin uygulamasına dayanır. Eşinden ayrılan bir sahabi kadın, Allâh’ın elçisine gelerek, ayrıldığı kocasının küçük oğlunu aldığını söyleyince, ona şu cevabı vermiştir: «Başkası ile evlenmediğin sürece çocuk üzerinde sen daha fazla hak sahibisin.»[1] Bir savaş sonrası esir edilen kadınlarla çocuklarının birbirinden ayrıldıkları için ağladıklarını gören Ebû Eyyûb el-Ensârî (r.a.) şu hadisi nakletmiştir: «Kim annesi ile çocuğunun arasını ayırırsa, Allah Teâlâ kıyamet gününde onunla sevdiklerinin arasını ayırır.»[2]

Diğer yandan Hz. Ebûbekir, halifeliği sırasında eşinden ayrılan Hz. Ömer’in küçük oğlu Asım’ın «tek başına kendi işlerini görebileceği yaşa kadar» annesinin yanında kalmasına hüküm vermiştir.[3]

Sonuç olarak sorudaki erkek çocuğunun yedi yaşına, kız çocuğunun ise 9-10 yaşlarına kadar annesine verilmesi ve geçim masraflarının babaları tarafından karşılanması asıldır.

Dipnotlar:

[1]. Ebû Dâvûd, Talâk, 35. [2]. Tirmizî, Büyû’, 52, Siyer, 17; İbn Mâce, Ticârât; 46. [3]. Zühaylî el-Fıkhu’l-İslâmî ve Edilletüh, VII, 720, 721; Ayrıntı için bk. «Çocuğun Bakım ve Terbiye Sorumluğunu Üstlenme (Hıdâne)» konusu.

Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle Aile İlmihali, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

İSLAM’DA BOŞANMADAN SONRA ÇOCUĞUN VELAYETİ KİME VERİLİR?

İslam’da Boşanmadan Sonra Çocuğun Velayeti Kime Verilir?

BOŞANMA İLE İLGİLİ DİNİ HÜKÜMLER

Boşanma ile İlgili Dini Hükümler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.