Cinlerle İnsanlar Arasında İrtibât Kurmak Söz Konusu mudur?

Cinlerle insanlar arasında irtibât kurmak söz konusu mudur?

Her insanın yanında bir cin bulunduğu, özellikle dedikodu ve gıybet yapan insanlara musallat olduğu bilinmektedir. Nitekim: “Şeytanların kime ineceğini haber vereyim mi? Onlar günaha, iftirâya düşkün olan herkesin üstüne inerler” âyet-i kerîmesi bu husûsu belirtmektedir.[1] Halk arasında yaygın olan “dedikodu yapan insanların ağzına şeytan bal çalar” sözü âdetâ bu âyetin tefsîri gibidir.

Cinlerin müminlere vesvese vermeye çalıştıkları, ancak Kur’an okunan yerde etkilerini kaybettikleri mâlumdur.[2] Her peygambere musallat olan ins ve cin şeytanları vardır. Bu tür cinler Kur’an’da: “Cin şeytanları” diye anlatılanlardır.[3]

Cinlerin insanları etkilemeleri mümkündür. Kur’an’­daki: “Fâiz yiyenler (kabirlerinden), şeytan çarpmış kimselerin cinnet nöbetinden kalktığı gibi kalkarlar[4] âyeti bu irtibâta işâret etmektedir. Ayrıca Hz. Peygamber’in oruçla ilgili olarak buyurduğu: “Şeytan, insanın kan damarlarında dolaşır. Oruçla siz onun yolunu daraltın[5] hadîsinde olduğu gibi cin ve şeytanın insana bu mânâda dahli söz konusudur. Ayrıca cinlerin insanları sar’alı gibi bir hâle getirebilecekleri rivâyeti, bu kanâati teyid etmektedir.[6] Cinlerin insanlar üzerinde sihir ve büyü yoluyla etkili olacağı da söylenmiştir.

[1].       eş-Şuarâ, 26/221-222.

[2].       Bkz. Kılavuz, “Cin”, DİA, VIII, 8.

[3].       el-En’âm, 6/112.

[4].       el-Bakara, 2/275.

[5].       Buhârî, Ahkâm, 21.

[6].       M. Süreyya Şahin, “Cin”, DİA, İstanbul 1993, VIII, 5.

Kaynak: Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, 300 Soruda Tasavvufi Hayat, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

CİNLER, İNSANLAR GİBİ YİYİP İÇERLER Mİ? CİNLERİN ÂİLE HAYÂTLARI VAR MI? İNSANLARDAN CİNLERLE EVLENENLER VAR MIDIR?

Cinler, İnsanlar Gibi Yiyip İçerler Mi? Cinlerin Âile Hayâtları Var Mı? İnsanlardan Cinlerle Evlenenler Var Mıdır?

CİNLER HAKKINDA AYET VE HADİSLER

Cinler Hakkında Ayet ve Hadisler

CİNLER ALEMİ | CİNLERİN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?

Cinler Alemi | Cinlerin Özellikleri Nelerdir?

CİNLER NE ZAMAN MÜSLÜMAN OLDU?

Cinler Ne Zaman Müslüman Oldu?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.