Cenaze Namazı Hakkında Bilmemiz Gerekenler

Cenaze namazı nedir? Cenaze namazı farz mı? Kimlerin cenaze namazı kılınır? Cenaze namazı hakkında kısaca bilinmesi gerekenler...

Cenaze namazı, farz-ı kifayedir. Ölü için duadır. Din kardeşinin günah ve kusurlarının bağışlanmasını Allah’tan dilemek, ona son vazifeyi yapmaktır.

Kimlerin Cenaze Namazı Kılınır:

Bir ölünün cenaze namazının kılınabilmesi için altı şartın bulunması gerekir. Bu şartlar şunlardır:

1) Ölünün müslüman olması,

2) Temiz olması (Yani yıkanıp temiz bir kefene sarılması)

3) Cemaat önünde olması.

4) Ölünün tamamı veya bedeninin yarıdan fazlası, yahut başı ile beraber yarısının bulunması.

5) Cenaze namazını kılacak kişinin (özürlü değilse) ayakta kılması.

6) Cenazenin yerde olması, omuzda veya hayvan üzerinde bulunmaması.

Cenaze namazı farz-ı kifaye olduğundan bazı müslümanlar bu namazı kılarsa başkalarının kılmasına gerek kalmaz. Cenaze namazında cemaat şart değildir. Yalnız bir erkek veya kadın cenaze namazını kılarsa farz yerine gelmiş olur. Diğer namazları bozan şeyler, cenaze namazını da bozar. Namaz kılınması mekruh olan üç vaktin dışında her zaman cenaze namazı kılınır.

Cenaze namazının rükûnleri, dört tekbir ile kıyamdır. Selâm vermek vacibdir. Cenaze namazında rükû ve secde yoktur.

Cenaze Namazının Sünnetleri:

1) Namazı kıldıracak imamın ölünün göğsü hizasında durması.

2) Birinci tekbirden sonra “Sübhâneke” okumak.

3) İkinci tekbirden sonra “Allâhümme salli ve Allâhümme barik” okumak.

4) Üçüncü tekbirden sonra dua okumak.

CENAZE NAMAZININ KILINIŞI

Cenaze yıkanmış ve kefene sarılmış olarak namazın kılınacağı yerde “Musallâ”ya konulur. Cenaze cemaatin önünde bulunur. Namazı kıldıracak imam ölünün göğsü hizasında durur. Cemaat ayakta ve kıbleye karşı imamın arkasında saf bağlar. Cemaatin üç saf halinde olması müstehabdır.

Niyet ederken ölünün erkek veya kadın, erkek çocuğu veya kız çocuğu olduğu belirtilir.

Namazı kıldıran imam: “Niyet ettim Allah rızası için hazır olan cenaze namazını kılmaya (ölü erkek ise) şu erkek için duaya’”diye niyet eder.

Ölü kadın ise: “Şu kadın için dûaya”

Ölü erkek çocuğu ise: “Şu erkek çocuğu için duaya”

Ölü kız çocuğu ise: “Şu kız çocuğu için duaya” denilir.

İmamın arkasındaki cemaat: “Niyet ettim Allah rızası için hazır olan cenaze namazını kılmaya (ölü erkek ise) şu erkek için duaya, uydum imama” diye niyet eder.

Cenaze kadın ise: “Şu kadın için duaya”

Cenaze erkek çocuğu ise: “Şu erkek çocuğu için duaya”

Cenaze kız çocuğu ise: “Şu kız çocuğu için duaya” denilir.

Cemaaattan biri ölünün erkek mi, kadın mı olduğunu bilmezse, şöyle niyet eder: “Niyet ettim Allah rızası için imamın namazını kılacağı şu cenaze namazını kılmaya, ölü için duaya, uydum imama”

Niyet ettikten sonra imam yüksek sesle, onun peşinden cemaat gizlice “Allahü Ekber” diyerek birinci tekbiri alıp diğer namazlarda olduğu gibi ellerini kulak hizasına kaldırır ve göbek altına bağlar.

İmam ve cemaat gizlice sübhaneke’yi okurlar. Sübhaneke’de diğer namazlarda okunmayan “ve celle senâük” cümlesi de okunur.

Sübhaneke okunduktan sonra eller kaldırılmadan imam açıktan, cemaat da gizlice “Allahü Ekber” diyerek ikinci tekbiri alırlar. Hem imam, hem de cemaat gizlice “Allâhümme salli ve Allâhümme barik”i okur.

Sonra eller kaldırılmaksızın yine “Allahü Ekber” denilerek üçüncü tekbir alınır ve cenaze duası okunur. Cenaze duasını bilmeyen onun yerine Kunut dualarını okuyabilir. Kunut dualarını da bilmeyen “Rabbenâ âtinâ fiddünyâ haseneten ve fil’âhireti haseneten ve kınâ azâbennâr” ayetini okur.

Bundan sonra eller kaldırılmadan tekrar “Allahü Ekber” denilerek dördüncü tekbir alınır ve bir şey okunmaksızın önce baş sağ tarafa çevrilerek “Esselâmü aleyküm ve rahmetullah” denilir. Sonra baş sol tarafa çevrilerek “Esselâmü aleyküm ve rahmetulah” denilir ve böylece cenaze namazı bitirilmiş olur.

İslam ve İhsan

CENAZE NAMAZI NASIL KILINIR?

Cenaze Namazı Nasıl Kılınır?

KİMLERİN CENAZE NAMAZI KILINMAZ?

Kimlerin Cenaze Namazı Kılınmaz?

GIYABİ CENAZE NAMAZI NEDİR?

Gıyabi Cenaze Namazı Nedir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.