Cinsiyet Oluşumunda Anne mi Baba mı Daha Etkin?

Tarih boyunca kız çocuk doğuran anneler, yaşadıkları çevrede pek çok baskıya mâruz kalıyorlardı. Hattâ bugün bile annelerin bu konuyla ilgili mağduriyetleri devam ediyor. Peki bilimsel tahlillere göre bebeğin cinsiyetini kim belirliyor?

46 kromozom taşıyan yumurta hücresi, mayoz bölünme geçirdiğinde oluşan 23 kromozomlu hücreler, ana hücre gibi tek tip cinsiyet kromozomuna sahiptirler. (44 + XX / 2 = 22 + X, 22 + X) Ancak 46 kromozom taşıyan erkek üreme hücresi, mayoz bölünme geçirdiğinde meydana gelen hücreler, iki farklı cinsiyet kromozomu taşırlar. (44 + XY / 2 = 22+ X, 22 + Y)

Bunun ne önemi vardır?

KIZ DOĞURAN ANNELER BASKIYA MARUZ KALIYORDU

Bu, son yıllarda açığa çıkarılmış son derece mühim bir mevzûdur. Çünkü yakın tarihe kadar bebeğin cinsiyetini neyin belirlediği bilinmiyor, bunda bebeği taşıyan annenin rol oynadığı düşünülerek, “kız çocuk doğuran anneler” yaşadıkları çevrede pek çok baskıya mâruz kalıyorlardı. Hattâ bugün bile annelerin bu konuyla ilgili mağduriyetleri devam etmektedir. Hâlbuki annenin eşey hücreleri, cinsiyeti belirleyecek özellikte değildir.

CİNSİYETİN BELİRLENMESİNDE ÖNCÜ ROL; BABANIN EŞEY HÜCRESİ

Babadan gelen eşey hücrenin getirdiği kromozom yapısı X şeklindeyse, bebeğin cinsiyeti kız; gelen kromozom yapısı Y şeklindeyse bebek erkek olacaktır. Yani bebeğin cinsiyeti, dâimâ babadan gelen hücrenin kromozom yapısıyla belirlenmektedir.

Fakat yanlış anlaşılmasın; babanın kromozomlarında cinsiyet programının taşınması, bu hâdiseyi babaların gerçekleştirdiğini göstermez. Ağzına aldığı lokmayı çiğneyip yutmaktan bile âciz olan insanoğluna cinsiyeti tayin etme inisiyatifi verilmiş olsaydı, yeryüzünde büyük bir kargaşa meydana gelir, düzen bozulurdu.

genetik

Esâsen insanın cinsiyetini belirlemek, ne ananın, ne de babanın elinde olan bir şeydir. İnsan vücudundaki sindirim, düşünme, işitme, konuşma, koklama vs. gibi pek çok reaksiyon gibi çocuğun cinsiyetinin şekillenmesi de kişinin herhangi bir müdahalesi olmadan yürütülen mûcizevî olaylardan sadece biridir.

“KIZ ÇOCUK DOĞURDU” DİYE DIŞLAMAK İNSANLIK SUÇUDUR

Hâl böyleyken “kız çocuk doğurdu” diye bir insanı dışlamak, insanlık onuruna yakışmayan bir davranıştır. Her şey Yüce Rabbimizin yed-i kudretindedir, O’nun tasarrufundadır. O (c.c.) dilemedikçe bir yaprak dahî düşmez. el-Hakîmdir O…

DOĞUMLA İLGİLİ MUCİZEVÎ AYET

Her şeyden üstün, her işinde hüküm ve hikmet sahibidir O… Ve cinsiyeti belirleyen programı da babanın kromozomlarına yerleştirmiş; bilim dünyasının yakın tarihlerde keşfettiği bu hadiseyi, 14 asır önce indirmiş olduğu Kur’ân-ı Kerîm’de insanlığa îlan etmiştir:

“İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı zanneder?! O, (döl yatağına) akıtılan meninin içinden bir nutfe (sperm) değil miydi? Sonra bu, aleka (aşılanmış yumurta) olmuş, derken Allah onu (insan biçiminde) yaratıp şekillendirmişti. Ondan da iki eşi, yani erkek ve dişiyi var etmişti. Peki (bunları yapan) Allâh’ın ölüleri tekrar diriltmeye gücü yetmez mi?” (el-Kıyâme, 36-40)

Her insan 46 kromozom taşır, ancak hiç kimse birbirine benzemez. Bu nasıl gerçekleşmektedir?

0000128474

İnsan vücudunda hücre bölünmesi meydana gelirken kromozomu yapan madde miktarı artar. Sonra her kromozom, iki eşit parçaya bölünür ve birbirinden ayrılır.

Bölünme sonucunda her iki hücre de 46 kromozom ihtivâ eder ki bunlar birbirinin tıpatıp aynısıdır. Bu şekilde kaybedilen hücreler telâfi olunmaktadır. Vücudumuzda her an milyonlarca hücre ölmekte ve yerine yenisi yapılmaktadır. Saç, deri, kan hücresi gibi bütün vücut hücreleri bu şekilde kendini kopyalarken, tek bir yerde, kadın ve erkeğin yumurtalıklarındaki bölünme farklı olur.

CİNSİYET HÜCRELERİ ANNE KARNINDA 6-8 HAFTALIKKEN BİRİKİR

Kromozom sayılarını yarılayan bölünmeyle meydana gelen üreme hücrelerinde 46 yerine 23 kromozom bulunur. Cinsiyet hücreleri, anne karnında daha 6-8 haftalıkken beliren cinsiyet organlarında birikmeye başlar.

Bunlar önce mitoz bölünmeyle sayılarını artırırken kendilerinin kopyası olan yeni hücreler oluştururlar. Daha sonra bu hücreler bilinmeyen bir mekanizma ile kromozom sayısını yarılayan özel bir bölünmeye, uğrarlar.

Hangi ırktan olursa olsun, her insanda 46 kromozom bulunur ve bu sayı devamlı sâbit tutulur. Bunun sebebi, sadece cinsiyet hücrelerinde görülen mayoz (kromozom sayısını yarılayan) bölünmedir. Bu bölünmenin hangi mekanizma ile tetiklendiği bilinmemektedir.

LIFE-GENDER

 Ancak bilinen şu ki, şayet bu bölünme olmasaydı, her birleşmede kromozom sayısı artacak ve neslin devamı mümkün olmayacaktı. Nesli devam ettiren bu bölünme, aynı zamanda; doğan her insanın diğerinden farklı özelliklere sahip kılınmasını, erkeklik ve dişilik cinsiyetinin de birbirinden kesin sınırlarla ayrılmasını temin eder.

 Doğan her yeni bebek, 46 kromozomlu, ancak kendine has yapı ve karakterle dünyaya gelir. Ne kendinden öncekilere ne de kendinden sonrakilere benzemeyen, şahsına ait bir yaratılış harikası sergiler.

Bunun sebebi, birbirini tamamlayan kromozomların kardeş olmayan bölümleri arasındaki parça-bilgi alışverişidir. Bilim dünyasının “rekombinasyon” dediği bu hâdiseyle, sayısız ihtimalde yeni bilgi ortaya çıkmaktadır.

FARKLILIĞIN SEBEBİ; FARKLI GENETİK KOMBİNASYONLARI

Anne ve babadan gelen eşey hücreleri, her defasında yeni ve farklı bir genetik kombinasyonla karşımıza çıkmakta, doğan her bebeğin diğerlerinden farklı özelliklerle dünyaya gelmesine sebep olmaktadır. Baktığımız her insanın yüzünde farklı bir tasvirin tercih edilmesiyle bunu temâşâ etmekteyiz.

Bu durum, taklidi imkânsız olan azametli bir yaratma kudretini, gelmiş ve gelecek bütün insanların özelliklerini ihâtâ eden, latîf, ezelî ve ebedî bir ilmin varlığını haykırmaktadır.

HZ. ÖMER'DEN (R.A.) MUHTEŞEM TESPİT

Bununla alâkalı olarak muhterem Osman Nûri Topbaş Hocamızın “Kâinat, İnsan ve Kur’ân’da Tefekkür” kitabında okuduğum şu hâdiseyi sizlerle paylaşmak istiyorum.

 Bir gün bir kişi Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh-’ın yanında:

“-Şu satranca hayret ederim. Satranç tahtasının uzunluk ve genişliği birer arşından ibâret iken insan onun üzerinde bir milyon oyun oynasa, bir oynadığı, mutlaka diğerinden farklı olur. Hiçbir oyun diğerine benzemez!..” dedi.

Bunun üzerinde Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh- ona şu tefekkür yumağı cevap verdi:

“-Bundan daha hayrete şâyân olanı vardır. İnsan yüzünün uzunluk ve genişliği birer karıştan ibârettir. Kaşlar, gözler, burun, ağız gibi âzânın yerleri kat’iyyen değişmez. Buna rağmen şark ve garpta yüzleri birbirinin tamamen aynısı olan iki kişi bile bulunmaz.

Şu ufacık deri parçasında bu haddi-hududu olmayan farklılıkları gösteren Allâh’ın kudret, azamet ve hikmeti ne yücedir!” (Bkz: age., sh: 94)

Necip Fâzıl, bu hikmete işaretle ne güzel söyler:

Yön yön sarılmışım ne yana baksam,

Kim bu yüzü çizen sanatkâr ressam;

Sarılan olur da saran olmaz mı?

Geçip de aynaya soran olmaz mı?

Ne derin tefekkür, ne hikmetli söyleyiş… Rabbimizden Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh- Peygamber Efendimizin tefekkür derinliğinden biz âcizlerin kalplerine de hisseler bahşetmesini niyaz ederek bu ayki yazımızı bitirelim. Ancak kâinâta ibret nazarıyla bakışımız hep devam etsin inşâallâh…

Kaynak: Dr. Betül Nefise İnal, Şebnem Dergisi, Sayı: 119

İslam ve İhsan

BEBEK DOĞUNCA NELER YAPILMALI?

Bebek Doğunca Neler Yapılmalı?

AİLE KURMANIN, EVLİLİĞİN ÖNEMİ

Aile Kurmanın, Evliliğin Önemi

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • Dursun isimli yorumcuya: İnsanın tüm vücut bilgilerini taşıyan kromozomlar, toplam 46 tanedir. Bu 46 kromozomun 23 tanesi anneden yumurta yolu ile 23 tanesi de babadan sperm yolu ile gelir. 46 kromozomdan 2 tanesi cinsiyeti belirleyen kromozomlardır, diğer 44 tanesi ise vücudun diğer özelliklerinin bilgilerini taşırlar.

    Bebek cinsiyetini erkek belirler yani sperm den gelir

    burda bir hesap hatası var 46 kromozom deniyor oğru ama 44 ikiye bölünüyor 22 hadi 22de babadan aldı ettimi 44 hani 46 dı nereye gitti 2şer kromozom hesap hatalı 46/2 23+46/2 eşittir 46 olması lazım

    • Dursun isimli yorumcuya: İnsanın tüm vücut bilgilerini taşıyan kromozomlar, toplam 46 tanedir. Bu 46 kromozomun 23 tanesi anneden yumurta yolu ile 23 tanesi de babadan sperm yolu ile gelir. 46 kromozomdan 2 tanesi cinsiyeti belirleyen kromozomlardır, diğer 44 tanesi ise vücudun diğer özelliklerinin bilgilerini taşırlar.

    Allah CC razı olsun

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.