Allah'a Savaş İlan Edenler

Günahta ısrar Allah'a (c.c) harptir. Altınoluk Dergisi Eylül 2020 sayısında Osman Altaş yazdı...

Dinle ey nefsim… Her insanı Allah özel olarak yaratır. Onun için hiç bir insan diğer birinin aynı değildir. Sen kendinde bulunan meziyetleri kendinden sanma. Emaneten verilmiştir. Meziyet cihetiyle zayıf kalanları küçümseme. Veren Allah, alan Allah, kılan Allah’tır. Ne verdiyse o’dur, dahi ne’miz var. Anla yeter.

Dinle ey nefsim… Son nefeste iman garantin yok. Korkman için kâfi değil mi? O halde; bütün kalbinle Allah’a dön, bütün varlığınla Allah’a yönel, bütün gücünle “ Allah’ım nazarımı zat-ı âline öyle bir çevir ki, başka nazarlara dönecek mecalim dahi kalmasın, hatta başka nazarları görmek mümkün dahi olmasın” diye niyaz eyle.

Dinle ey nefsim… Bu kadar sene yaşadın, geriye döner bakar ve kısacık bir süre olarak görürsün. “Bir yel esip geçmiş gibi” dersin. Önünde yaşanması muhtemel, meçhul seneleri çok uzun ve bitmeyecek bir çağ zannedersin. Aklını ne zaman başına alacaksın? Uyanmak için teneşiri bekleme…

Dinle ey nefsim… Gizli olarak işlediğin günahı, açığa vurarak şahitlendirme. Allah kendi lütfundan işlediğin günahı affedebilir. Ancak bu günahı açıkça başkalarına anlatman; günahtan memnun olduğun anlamına gelir. Böyle birinin aklı ölmüş demektir. Allah affetmezse Ukba’da çekeceğin azabı düşün…

Dinle ey nefsim… Hiç işlemediğini sandığın günahlar seni mahvedebilir. Bir cinayet olur, siyasi ya da ırki tarafgirlik cihetiyle katile hak verir, katilden ve suçtan memnun olursun. Günah aynen sana da yazılır. Bu senin için intihar demektir.

Dinle ey nefsim… Namaz kılmamak; senin için kendi şahsına karşı cinayet ve intihar demektir. Allah’ın ilk sorguya çekeceği şey namazdır. Allah affetmezse ne yapacaksın. Kusurlu da olsa, ihlassız da olsa namazlarını kıl. Bari yüzüne çarpılacak kadar namazın olsun…

 Dinle ey nefsim… Bu devirde suç o kadar çeşitlendi ki; insanın suçsuz olması neredeyse mümkün değildir. Sen kalbin ölmemişse Allah’ın salih ve veli kullarının yanında, yakınında bulun ve onların hayır dualarını almaya çalış.  Velilerin bir nazarı bazen cihana değer. Bunu bilesin.

Dinle ey nefsim… Günahta ısrar etmek ve devamlı olmak sanki Allah ile harb etmek demektir. Allah ile harbeden kafasını kayaya çarpar. Kendini nar-ı Cahim’e atar. Kalbin ölmemişse bu hatadan hemen dön. Cehennemi bir saniye bile Dünya’da görmek mümkün olsa, hiç kimse ölüm pahasına bile katiyen günah işleyemez. Eğer günah işleyebiliyorsan kapkara cahilsin demektir.

Dinle ey nefsim… Yol ikidir. Birincisi; Cehennem yoludur. Nefsin hoşuna gideceği, zehirli bal hükmünde olan, cazibesi yüksek, cinni ve insi şeytanlarla süslü, yarı çıplak kadınlarla dekore edilmiş, eğlenceli, şamatalı bir yoldur. Bela ve musibetlerle doludur, ancak gitmesi nefse cazip gelir. İkincisi;  Cennet yoludur. Hazret-i Peygamberin, evliya ve ulemanın, salih mü’minlerin yoludur. Bu yolda; namaz var, Kur’an var, ibadet var, gitmesi biraz daha zordur.  Sen kendi tercihini kendin yap. Nereye gitmek istiyorsan ona göre yaşa.

Kaynak: Osman Altaş, Altınoluk Dergisi Eylül 2020, Sayı: 415

İslam ve İhsan

DİNLE EY NEFSİM

Dinle Ey Nefsim

NEFİS MUHASEBESİ YAPTIN MI?

Nefis Muhasebesi Yaptın mı?

NEFİS MUHASEBESİ İÇİN TAVSİYELER

Nefis Muhasebesi İçin Tavsiyeler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.