PEYGAMBERİMİZ

Allah ve Rasûlü Uğruna Her Şeyi Göze Alanlar

Zeyd ve Hubeyb -radıyallâhu anhuma-, Allah ve Rasûlü uğruna en ağır bedeli öderken neyi örnek alıyordu?

Ebû Mes’ûd el-Bedrî (r.a.) Kimdir?

İlim ve sadâkatle yoğrulmuş bir sahâbî: Ebû Mes’ûd el-Bedrî (r.a.) kimdir?

Talha bin Berâ’nın (r.a.) Vasiyeti

Talha bin Berâ’nın (r.a.), Efendimiz’e (s.a.v.) duyduğu derin muhabbet nasıl bir vasiyetle kendini gösterdi? Onun Rabbine kavuşma arzusu ve Rasûlullah’a (s.a.v.

Ammâr bin Yâsir’in (r.a.) Teslimiyeti

Ammâr bin Yâsir’in (r.a.) Allah’a teslimiyeti nasıldı? O, Allah’ın rızasını kazanmak için canını feda etmeye hazır bir şekilde tüm benliğiyle O’na nasıl bağlanm

Ebû Mâlik el-Eş’arî’nin (r.a.) Hayatı

Uhud’da ağır yaralanmış ve tâunla şehit düşmüş bir sahâbî... Uhud’un pek bilinmeyen gazisi Ebû Mâlik el-Eş’arî’nin (r.a.) hayatı...

Hz. Osman’ın (r.a.) Hudeybiye’de Efendimiz’e Gösterdiği Sadakat Nasıldı?

Mekke’de tavaf fırsatı ayağına kadar gelmişti… Ama o, Allah Rasûlü olmadan Kâbe’yi ziyaret etmeyi reddetti. Peki, Hz. Osman’ı (r.a.) böylesine büyük bir sadakat

Amr bin Cemûh’un (r.a.) Duası Nasıl Kabul Oldu?

Bir duâ, bir tevekkül ve bir müjde... Amr bin Cemûh’un (r.a.) duası nasıl kabul gördü, ardında hangi sadâkat dolu hikmetler gizliydi?

Ebû Katâde’nin (r.a) Hayatı

İffeti, cesareti ve Kur’an’a adanmışlığıyla öne çıkan sahâbî Ebû Katâde’nin (r.a.) ibretlik hayatı...

Seven, Sevdiğine Nasıl İtaat Eder?

Sevgi sadece sözle mi olur, yoksa fedakârlıkla mı ispatlanır? İşte Allah Rasûlü’nü candan sevenlerin imtihanı ve samimi muhabbetin bereketi...

Ebû Hüreyre’nin (r.a.) Hayatından Kesitler

Ebû Hüreyre (r.a.) kimdir? İslâm tarihinin en çok hadis rivayet eden sahâbîlerinden biri olan Ebû Hüreyre’nin (r.a.), imanla yoğrulmuş hayatından kesitler...

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.