Yüzakı Dergisinin Ocak 2022 Sayısı Çıktı

Yüzakı dergisinin 203. sayısı çıktı. Yüzakı dergisinin Ocak 2022 sayısı “Paranın ve Gıdânın Kaderi Kazancın Pusulasıdır” başlığıyla yayınlandı.

“Paranın ve Gıdânın Kaderi Kazancın Pusulasıdır” kapağıyla çıkan Yüzakı dergisinin 203. sayısı şu şekilde takdim edildi.

PARANIN VE GIDÂNIN KADERİ KAZANCIN PUSULASIDIR

“Eyne tezhebûn?”

“Nereye gidiyorsunuz?”

Dev bir okyanusun ortasında, nereye gittiğinizi anlamanızın yolu, bir pusula...

Mâneviyat âleminin hidâyet rehberleri; yönümüzü tespit için pusula niyetine, gıdâmızın ve kazancımızın menşeine bakmamızı tavsiye ediyorlar.

Paranın ve Gıdânın Kaderi

KAZANCIN PUSULASIDIR

Haram ve Şüpheli ise İsraf ve Günahlara...

Helâl ise İbâdet ve Hasenâta...

«Bir türlü dikiş tutmayan tevbelerin oku niye doğrulmuyor?» diye soruyorsak, cevap bu. «Bu çocuk niye adam olmuyor?» diye dertleniyorsak, cevap bu. «Ben de istiyorum hayırsever bir insan olmak ama elim bir türlü varmıyor, neden bilmiyorum?» diyenlerden isek, cevap bu.

Cevap bu ise, çare de pusulanın kalibrasyonu değil; kazancın helâlleştirilmesi, gıdânın insânîleştirilmesi; temiz, nezih, gönül hoşnutluğuna istinâd eder bir hâle getirilmesi. O zaman, kendiliğinden rayına girecek hayat vagonları. İstikametli bir lokomotifin peşi sıra. Dümende hidâyet ölçüleri olacak. Direksiyona direktifleri iki cihanda hayat ölçüleri olan yönlendiricileri oturtursak...

Genel Yayın Yönetmenimiz M. Ali EŞMELİ; kazançta helâliyetle beraber bereketi, gıdâ da ibâdet enerjisi olma husûsiyetini aramamız gerektiğini vurguladı. Sözü 18’inci yıl abone hediyemiz;

Asr-ı Saâdetten Günümüze

HİDÂYET REHBERLERİ

adlı kıymetli esere getirdi.

Muhterem Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi; «Bir Mü’minin Helâl Gıdâ ve Kazanç Hassâsiyeti»ni, üsve-i hasene olan Rasûlullah Efendimiz’den başlayarak, O’nun mümtaz talebelerinden misallerle çerçeveledi.

Kıssalarda ise, iki büyük imtihan olan evlâtlarla malların kesiştiği noktada; «Evlâtlara nasıl bir mîras bırakmalı?» suâline, tarihlerin Beşinci Halîfe dediği, Ömer bin Abdülaziz -rahmetullâhi aleyh-’in kıssaları ve hâtıralarıyla cevaplar gösterildi.

Dosyamızda mevzumuz etraflıca ele alındı:

  • Gıdâ ve tüketim alışkanlıklarının tamamen hazcılığa mağlûp, âdeta madde bağımlısı insan tipi ortaya çıkardığı tespiti yer aldı.
  • Son dönemlerde meydana getirilen fiyat belirlemedeki şikâyetlere fıkhî, içtimâî ve vicdânî bir bakış teklif edildi.
  • Mâneviyat hayatımızda gıdânın mühim tesiri vurgulandı.
  • Bedenen fit olmak için perhiz yapan günümüz insanı, kalbini nefsine hâkim kılmak için riyâzat yapan o muhteşem mâzî dervişini anlayabilir mi?

Doymak ve doyurmak, yemek ve yedirmek... Birincisi ne kadar bencilce ise, ikincisi o kadar diğergâmlıkla iç içe... Bu sebeple âdeta;

«–Maddî olarak yemeye mecbur olduğun kadar, mânevî olarak da yedirmeye mecbursun.» diyor mâneviyat şifrelerimiz.

Yolumuzu bulmak için pusula gibi bir çare de, gökyüzündeki yıldızlardır. Gemiciler yıldızları esas alarak da yönlerini tespit edebilirlerdi. Mâneviyat semâmızdaki yıldızların, gıdâ ve kazanç ölçülerine bakmalı. İşte dosdoğru yola bizi çıkaracak rehberlik orada. Sıhhate, afiyete, gönül huzuruna kavuşmanın yolu, gönül semâmızdaki yıldızlarda.

Şairler de gönül ibreleriyle, hak yönünü göstermeye birer vesile kıldılar kalemlerini. Yollar O’na çıksın diye...

Dergiyi temin etmek için tıklayınız.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.