Yüzakı Dergisinin Nisan 2020 Sayısı Çıktı

Yüzakı dergisinin 182. sayısı çıktı. Yüzakı dergisinin Nisan 2020 sayısı “Kur’ân ve Ramazan” kapağıyla yayınlandı.

“Kur’ân ve Ramazan” başlığıyla çıkan Yüzakı dergisinin 182. sayısı şu şekilde takdim edildi.

KURAN VE RAMAZAN

Kur’ân ve gufran mevsimi Ramazân-ı şerîfe yaklaşırken; eşine, benzerine yakın tarihte rast-lamadığımız, dünya çapında bir musîbet ile de mücadele hâlindeyiz.

Dosya mevzumuz, Kur’ân-ı Kerim idi. Rabbimiz’in kelâmının bize bir şifâ ve rahmet sofrası açtığını, bize iki cihanda saâdetin yollarını gösterdiğini idrâk etmek. Onu okumak, anla-mak, yaşamak ve yaşatmak...

Şimdi; «Evinde kal!» buyuruyor Mevlâ: Kur’ân’ı oku!..

“Biz Kur’ân’dan mü’minlere Rahmet ve Şifâ olan şeyler indiriyoruz...” (el-İsrâ, 82)

ŞİFA KURAN’DA

Şifâ Kur’ân’da!.. Kur’ân;

“Temiz ol! Pislikten uzak dur!” dedi. Bu habis mikrop, muhtemelen vahşî hayattan beslen-mekten kaynaklandı. Pislikle yayıldı. Kur’ân ve Sünnet, habâisi men etti. İnsana;

“Sen mükerremsin. Sen vahşî bir hayvan değilsin!” dedikçe, insan daha da hunharlaştı. Tabi-ata kıydı. İnsanlıktan sıyrıldı. İşte netice!..

Kur’ân;

“Yaşlanan anne-babana; «Üf!» bile deme!” dedi. İnsanlıktan çıkan insanlık; «Yaşlılar, tedavi-ye değer mi?» diye kıvranıyor.

Kur’ân;

“Paylaş, ihsân et, ikram et!” dedi. Dünya cimrileşti, fukarâya kapıları kapattı. Şimdi kapı baca dinlemeyen mikro varlıklarla mücadelede dünyanın masrafını ediyor.

Kur’ân;

“Size verilen ilim pek azdır, onunla da kibirlenme!” dedi. İnsan dinlemedi. Burnu Kaf Dağı’nda, her şeye hâkimmiş gibi davrandı. Fakat şimdi bir zerreye mağlûp!.. Yine kurtulursa, Hakk’ın yardımı ve inâyetiyle kurtulacak.

Kur’ân;

“Âhiret!” dedi. Gafil insan;

“Dünya!” dedi. İşte dünya her köşeden fânîliğiyle insanın üzerine yürüyor.

Müslümanlardan dahî; mânevî virüslere kapılanlardan, Kur’ân’ın Allah kelâmı olduğunu unu-tanlar oldu. O sofranın nimetlerine -hâşâ-; «Bayatladı.» dediler. Kendi hevâlarını yal gibi ortaya döktüler. Onlara göre, batı ne diyorsa o doğru idi. Ölçü, “evrensel değer” batı idi. İş-te batı, batıp gitmekte...

İbret alın ey basîret sahipleri!.

İBRET ALIN.

Genel Yayın Yönetmenimiz M. Ali Eşmeli; korku ve endişe eğitimini, Allah korkusu üzerin-den inşâ etti ve iki cihanda korku ve hüzünden âzâde eden 14 maddelik Kur’ân reçetesine dikkatlerimizi çekti başyazıda.

Muhterem Osman Nûri Topbaş Hocaefendi; «Kur’ânî Tâlimatlar» makalelerinin 16’ncısında; «İslâm’da Kur’ân’a Karşı Vazifelerimiz ve Ramazân’ın İhyâsı»nı kaleme aldılar.

Mevlânâ köşesinde ise; Koronavirüs hâdisesini nasıl okuyabileceğimiz üzerinde bir tefekkür bizleri bekliyor: «Hâdiselerden İbret Alarak Allâh’a İlticâ Etmek»

Yazarlarımız; Kur’ân’a, Ramazân’a ve oruca derin tefekkürlerle yaklaştılar.

Dr. Ahmet Hamdi Yıldırım Hocamız, mezhepler hususunda mühim bir suâli tavzih etti.

Elbette sıhhatin muhafazasına, Korona hâdisesinden çıkarılacak ibretlere, meselenin tıbbî ve siyâsî noktalarına temas eden kıymetli yazılar da sizlerle...

İlhâmını Kur’ân’dan alan şairlerimiz; Ramazân’ı selâmlıyor, Kur’ân’ı hayatlarımıza davet edi-yor.

Evinde kal Türkiye! Okuyarak, Kur’ân’ı yaşayarak, evlâtlara da öğreterek.

Ayrıntılı bilgi yuzaki.com’da..

 

İslam ve İhsan

RAMAZAN AYININ ÖZELLİKLERİ

Ramazan Ayının Özellikleri

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.