Yemen'de Açlıktan Ölüyorlar

Yemen’de yaşanan savaş sebebiyle halk, temel gıda maddelerine ulaşmada sıkıntı yaşıyor. Sağlık kurumları ilaçlar ile tedavide kullanılan ekipman, ambulanslara ve jeneratörlere koyacak yakıt eksikliği gibi birçok zorluk çekiyor. Savaşın devam etmesi ve yardımların durması halinde sağlık sektörünün 2017’de çökebileceği, milyonlarca insanın ölebileceği belirtiliyor.

Yemen'de yaklaşık iki yıldır devam eden çatışmalar nedeniyle sağlık sisteminin kritik eşikte olduğu, savaşın devam etmesi ve uluslararası yardımların durması halinde önümüzdeki yıl sistemin tamamen çökebileceği belirtildi. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Yemen Temsilcisi Doktor Ahmed Şadul, “Ülkede sağlık alanında bir iyileşme olması, çatışan tarafların sağlık tesisleri açma ve sağlık çalışanlarının işlerini özgürce yapmalarını temin etme konusunda anlaşmasına bağlı. Ayrıca uluslararası toplumun yardımlara devam etmesi gerekir” dedi.

SAĞLIK HİZMETLERİNDE BÜYÜK SIKINTI YAŞANIYOR

Doktor Şadul, 2016'da güvenlik durumunun kötüleşmesi, tıbbi yardımların ulaşmasındaki zorluklar ve bazı sağlık ekiplerinin ülkeden ayrılması nedeniyle Yemen'deki birçok bölgede sağlık hizmetlerinde büyük sıkıntı yaşandığını dile getirdi. Şadul, “Sağlık kurumları, özellikle cerrahi araç ve gereçler, yaralılara müdahale için gerekli ilaçlar, genel sağlık hizmetleri ile tedavide kullanılan birçok ilaç ve ekipman, hatta ambulanslara ve jeneratörlere koyacak yakıt eksikliği gibi sıkıntılarla karşı karşıya bulunuyor” diye konuştu. Gelecek yılın daha kötü olabileceği uyarısında bulunan Şadul, “Savaşın devam etmesi ve uluslararası yardımların durması halinde sağlık sektörü 2017'de çökebilir. Böyle bir durumda ülkedeki milyonlarca kişinin hayatı tehlikeye girer” ifadelerini kullandı.

26 MİLYON NÜFUSLU ÜLKENİN YÜZDE 80'İ YARDIMA MUHTAÇ

Yemen'de meşru yönetime darbe yaparak Eylül 2014'te başkent Sana ve birçok bölgeyi ele geçiren Husiler ve devrik lider Ali Abdullah Salih yanlıları ile hükümet güçleri ve ona destek olan Suudi Arabistan öncülüğündeki uluslararası koalisyon arasındaki çatışmalar yaklaşık iki yıldır sürüyor. Birleşmiş Milletler verilerine göre Yemen'deki savaşta şimdiye kadar yaklaşık 10 bin kişi hayatını kaybetti, 35 binden fazlası yaralandı. Ayrıca, çatışmalar ve yoksulluk nedeniyle 26 milyon nüfuslu ülkenin yüzde 80'inin insani yardıma muhtaç hale geldiği belirtiliyor.

BULAŞICI HASTALIKLAR ARTIYOR

DSÖ Yemen Temsilcisi, 2016'da temiz içme suyu eksikliği ve şiddetli yağışlar sebebiyle dang humması, sıtma, uyuz, solunum yolu enfeksiyonları, ishal ve son zamanlarda kolera gibi bulaşıcı hastalıklarda artış görüldüğünü belirtti. Kolera sebebiyle 92 kişinin hayatını kaybettiğini aktaran Doktor Şadul, salgının 15 vilayete sıçradığını ve şu ana kadar 11 bin 61 kişide hastalık belirtileri görüldüğünü, 156 kişide kolera virüsü tespit edildiğini kaydetti. Çocuklarda ölüme götüren bazı hastalıklara da dikkat çeken Şadul, “Kötü beslenmenin yaygınlaşmaya başlaması ve bazı bölgelerde yeni kızamık vakalarının ortaya çıkması, ciddi endişelere neden oluyor. 2006 yılından bu yana Yemen çocuk felcinden korundu. Sağlık kuruluşlarıyla kampanyalar düzenleyip çocukların bağışıklık sistemini güçlendirerek Yemen'in bu başarısını korumak istiyoruz” dedi.

İLAÇLAR FAHİŞ FİYATTA 

Ülkedeki şartlar nedeniyle tedarik edilen az sayıdaki ilacın da fahiş fiyatlarla satıldığına işaret eden DSÖ Yemen Temsilcisi Doktor Şadul, şunları söyledi: “Yemen'de şeker, böbrek yetmezliği, kalp problemi ve kanser gibi hastalıkları olan binlerce kişi var. Yeterli ilaç olmayışı ve olanların da pahalıya satılması nedeniyle bu insanların hayatları tehlikede. Özellikle kronik hastalığı olanların ilaçları pahalı. Bu durum da büyük destek gerektiriyor. Acil ihtiyacı karşılayabilmek için elimizden geleni yapıyoruz.” Şadul, çatışan taraflarla sağlık hizmetleri konusunda insani yardımların kolaylaştırılması için işbirliği yaptıklarını ve tarafsız olmaya çalıştıklarını sözlerine ekledi.

Kaynak: timeturk.com

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.