üsküdar

"hüdâyi Yolu" Nasıl Bulundu?

Aziz Mahmud Hüdâyi Hazretleri'nin zamanında yaşanan bir olaydan hareketle anlatılan menkıbede Üsküdar’dan Sarayburnu’na kadar giden bir yolun bulunduğuna inanılır. "Hüdayi Yolu" adı verilen bu yolun hikayesi...

Çilehâne Sohbetleri'nde Hz Ali'yi (r.a.)

Prof. Dr. Süleyman Derin, “Çilehâne İkindi Sohbetleri”nde Hazreti Ali (r.a.) anlatacak.

Hüdâyi Hazretleri'nin Padişaha Himmeti

Azîz Mahmûd Hüdâyî’nin himmeti, 1. Ahmed Han üzerinde ömür boyu devam etmiştir. İşte şu hâdise onlardan biri olarak tarihe geçmiştir.

"hüdayi Yolu" Nedir?

Bugün "Asrın Projesi" olarak nitelendirilen Marmaray, İstanbul boğazında "Hüdayi Yolu" olarak bilinen deniz yolunun altına inşa edildi. Peki, hem denizcilerin yıllardır kullandığı hem de Marmaray'ın altından geçtiği bu deniz yolunun hikmeti nereden geliyor?

2. Üsküdar Sahaf Festivali Başladı

Üsküdar Belediyesi’nin bu yıl 2ncisini düzenleyeceği Üsküdar Sahaf Festivali’nde 70 seçkin sahaf kitap kurtları ve sahaf müdavimleri ile buluşuyor.

Allah Katında Övülmüş Padişah

Yavuz Sultan Selim Han, dindar, mütevâzı ve gururdan ârî idi. Kuvvet ve kudretin, Allâh’a mahsus olduğunu, kendisinin ise, zafer için bir vâsıtadan ibaret bulunduğunu söylerdi. İşte Yavuz'un manevi özellikleri...

Hüdayi Camii’nde 'esnaf Duâsı' Başlıyor

Üsküdar’da bulunan Aziz Mahmud Hüdayi Camii’nde, her pazartesi sabah namazında, Hafız Mustafa Efe'nin imam hatipliğinde "ESNAF DUASI" yapılıyor.

İlk Osmanlı Halifesi 'hilâfet Hırkası'nı Giydi

İstanbul’a gelen Mısır ulemâsı ile Osmanlı ulemâsı, Yavuz’un “halîfe” olmasını kararlaştırdıktan sonra halîfe 3. mütevekkil, Yavuz’un hilâfetini îlân etti. Hırkasını çıkararak Yavuz’a giydirdi. Bundan sonra Osmanlı pâ­di­şahlarına, sultanlık ünvânı ile beraber “halîfe” sıfatı da verildi.

Üsküdar'ın Kaybolan Değerleri

Tarihçi Süleyman Faruk Göncüoğlu, gül lokumundan tarihi kervansaraylara, tramvaydan bağ evlerine kadar Üsküdar'ın kaybolan değerlerini anlattı.

Hüdayi Geleneği Üç Kıtada

Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı, yıl boyunca ihtiyaç sahiplerini Hüdayi sofrasına buyur ediyor. Evliya Çelebi'nin anlatımıyla padişahların ardınca yürüdüğü Aziz Mahmud Hüdayi'nin 400 yıllık geleneği, 30 yıl önce kurulan Aziz Mahmud  Hüdayi Vakfı çatısı altında bugün Üsküdar'dan 40 ülkeye yayılıyor.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.