Hüdayi Camii’nde 'esnaf Duâsı' Başlıyor

Üsküdar’da bulunan Aziz Mahmud Hüdayi Camii’nde, her pazartesi sabah namazında, Hafız Mustafa Efe'nin imam hatipliğinde "ESNAF DUASI" yapılıyor.

Her pazartesi Üsküdar’daki Hüdayi Camii’nde cemaatin ve esnafın katılımıyla haftanın hayırlı, kazançların helalinden bol ve bereketli olması için dua ediliyor.

Esnaf Duası; arasta ve çarşı esnafının her sabah dükkanını açmadan önce altında toplanıp dua ettiği kubbe ile örtülü bölüme dua kubbesi denilmiştir. Fütüvvet geleneğinin devam ettiği ve ahilik teşkilatının ticaret hayatına hakim olduğu devirlerde de bazı arasta, bedesten, çarşı gibi ticari merkezlerde esnafın sabah dükkanını açmadan önce bir yerde toplanıp dua ettiği bilinmektedir.

Sabah namazında camide buluşan esnaf, namazdan sonra çarşının dua meydanı veya dua kubbesi adı verilen bölümünde toplanırdı. Burada kendi aralarından seçilmiş olan ilmine güvenilir bir kişinin (duacı) önderliğinde doğruluk yemini ile helal ve bereketli kazançlar elde etmek için dua eden esnaf daha sonra dükkanlarını açardı.

dua

ESNAFIN HER SABAH DUA ETTİĞİ MEYDAN

XVI. yüzyıl içerisinde yapılmış arasta ve bedestenlerde bu yapılara rastlanılıyor. Eskiden İstanbul’da Kapalı Çarşı ve Mısır Çarşısı’nda esnafın her sabah dükkanlarını açmadan önce “dua meydanı” adı verilen yerlerde toplanarak dua ettiği bilinmektedir. Büyüklüğünden dolayı Kapalı Çarşı’da dua meydanının iki tane olduğu, birinin Zenneciler ve Feraceciler sokaklarıyla Fesciler ve Yağlıkçılar caddelerinin kesiştiği kavşakta, diğerinin Sandal Bedesteni’nde bulunduğu, Mısır Çarşısı’nda ise çarşıyı oluşturan iki sokağın birleştiği yerin dua meydanı olarak kullanıldığı bilinir.

YÜZYILLARDIR SÜRÜLEN DUA ‘ESNAF DUASI’

Esnafın sabah işe başlamadan önce toplu halde dua etmeleri yüzyıllardır sürmekte olan bir gelenektir. Bu dua günümüzde bazı Ahi adı taşıyan vakıf ve derneklerin web sitelerinde "Ahilik Duası" olarak da kaydedilmiştir. Günümüzde Konya, Kırşehir, Urfa, Bolu vb. Anadolu şehirlerinde bu gelenek sürdürülmektedir. Örneğin; Kadınhanı’nda cumartesi günü pazar kurulur. Cumartesi sabahı belediye hoparlöründen yapılan ‘bereket duası’na esnaflar ayakta dikilerek amin derler.

Aralarında bazı ufak farklılıkların bulunduğu dualar euzu besmele ve salavat ile başlamakta, Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-‘in ve alinin, hulefa-yı raşidin ve diğer ashabın ruhlarına, Ahi Evran ve bazı meslek pirleri ve diğer peygamberlerin ruhları için Fatiha okunarak tamamlanır.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.