Osman Nuri Topbaş

Kötülüğü İyilikle Ört

Efendimiz (s.a.v.), kendisinden, ezâ ve cefâlarından iyice bîzâr oldukları "müşriklere" lânet etmesini isteyen sahabilerine : “Ben lânetçi olarak değil, âlemlere rahmet olarak gönderildim.” buyurdular.

Yerin ve Göğün Lisanı: Kur’ân-ı Kerim

İnsanoğlu yaratılış itibârıyla tefekküre meyyâldir. Fakat insan aklını nefsânî hesapların dar hudutlarından kurtarıp hakka ve hayra yönlendirecek bir rehbere ihtiyaç vardır. En emin rehber ve kılavuz ise Allâh’ın kitâbı Kur’ân-ı Kerîm ve onun fiilî bir tefsîri olan Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’dir.

Bu Câmiinin Minberinde Güneş Sistemi Var

Dünya hâlâ Güneş sistemini çözmeye çalışırken, Osmanlı'nın bunu tam 615 yıl önce keşfettiği ortaya çıktı. Ulu Camii'de Güneş'in ve 9 gezegenin  işlendiği minber, o tarihte bilime verdiğimiz önemi gözler önüne serdi.

Bir Altın Yüz Bin Altından Daha Makbul

Aşırı tüketim, oburluk, lüks, gösteriş gibi israflar, sahâbe neslinin tanımadığı bir hayat tarzı idi. Onların zenginleri ağniyâ-i şâkirîn, fakirleri de fukarâ-i sâbirîn idi.

Kötülüğü İyilikle Gider

İnsanları Hakk’a ve hayra yöneltmek için dâimâ onların kalbine giden bir damar bulmak îcâb eder. Bunun da en kestirme yolu; cömertlik, şefkat ve affedebilmektir.

Annenizin Kalbini Ne Kadar Sıcak Tutuyorsunuz?

"Analık mefhumu, tek başına numarasız bir gözlük gibidir. Bir akrep bile yavrularını sırtında taşırken, doğurduğu çocuğunu herhangi bir saikle götürüp bir parka bırakan, vicdanını yitirmiş ana da anadır; sakat doğmuş bir evladı yaşadığı müddetçe şefkat ve merhametiyle kuşatıp üzerine titreyerek koruyan ana da anadır!"

Eşyanın Yaratılışında ki Hikmet

Şu âlemde her şey bir hikmet ve fayda için yaratılmıştır.

Bu Irmak Hiç Kurumayacak

Ahiret inancı, vakıf sisteminin oluşumundaki temel etkenlerden bir tanesidir. Ahiret inancı, vakfetmek duygusunun, hiç durmadan işleyen bir dinamosu gibidir. Tarihte görülmüştür ki, toplumlar ahiret inancını ne ölçüde içselleştirmişse, vakıf sistemini o ölçüde ilerletmişlerdir.

Kur'an Okumayı Seviyoruz...

Yakın zamanda seçmeli ders olarak resmi eğitim müfredatına giren Kur’an-ı Kerim ve Hz.Muhammed’in (s.a.v.) Hayatı dersleri, en çok tercih edilen ilk 5 ders arasında yerini aldı. Çoğunluğu Müslümanlardan oluşan ülkemizde, muhtevasında dînî ilimler olan dersler, ayrıştırıcılık ya da gericilik kaygılarından dolayı, yıllardır eğitim müfredatına sokulmuyordu. Dînî eğitimin önemini bilen insanları sevindiren bu gelişme, geleceğe ait dindar nesil umudunu da tazeliyor.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.