islam

En Büyük Terör Terörün İslam'la Örtüştürülmesidir

Diyanet İşleri Başkanı Görmez, "Terörün ve şiddetin en büyük mağduru İslam'ın kendisidir. En büyük terör, terörün kendisi değil, terörün İslam ile özdeşleştirilmesidir." dedi.

Doğum Günü Kutlamasının Tarihi

Tarihte bilinen ilk doğum günü kutlaması, Eski Mısır’da ve milâttan önce 3000’lerde… Yani yaklaşık beş bin yıllık bir geçmişi var ve ilk defa firavun hânedanından “kendisinin kutsal tanrı olduğunu iddiâ eden” birisi için kutlanıyor. Bu doğum günü kutlamasını yapan kadın da Kleopatra…

Kamil İnsan Yetiştirme Sanatı

Tasavvuf, kâmil insan yetiştirme sanatıdır. Bu sebeple sabır ve sebâta en fazla ihtiyaç duyulan bir yoldur. Tahammülsüzlük, şikâyet ve bezginliğin başladığı yerde tasavvuf biter.

Sohbette Fethedilen Gönüller

Gerçek fetih, gönüllerin fethidir. Bu ise ancak gönüllerini aşk, vecd ve muhabbet dergâhı hâline getirebilenlerin harcıdır.

Küresel Devrimin Sıradaki Adımı

ABD’nin ardından gözler şimdi Avrupa’da, gelecek 1 yılda yapılacak seçimlerde. Trump’ın galibiyeti Avrupalı aşırı sağcı partileri bir hayli heyecanlandırmış durumda. Brexit veya Trump benzeri sürpriz çıkması ihtimali oldukça yüksek görülüyor.

İnsanlar Sağlam Karakterlere Hayran Olur

İstikbâle dâir en doğru yatırım, kaliteli ve ideal insanlar yetiştirmektir. Bunu hesap edemeyen toplumlar, müthiş bir felâketin eşiğine sürüklenirler. Bu sebeple hem kendi istikâmetimizi ıslah ve ihyâ edebilmek, hem de bize zimmetli olan din kardeşlerimizin istikâmet üzere yaşamasına yardımcı olmak, en mühim vazifelerimizdendir.

Namazın Hikmeti Nedir?

İmandan sonra en faziletli amel sayılan (Müslim, “Îmân”, 137-140) ve kelime-i şehâdetten sonra İslâm’ın en önemli rüknü olan namazın aynı zamanda mükemmel bir dua niteliğinde olduğu söylenebilir. Belli davranışlar ve özel rükünlerle Allah’a kulluk etmenin ifadesi olan namazın dış görünüşü birtakım şekiller ve zikirden ibaret olmakla birlikte gerçek mahiyeti yaratıcıya yakarmak, O’nunla konuşmak ve O’na yakınlaşmaktır.

Bu Yolda 'sohbet' Esas

Mûsâ Efendi -kuddise sirruh- da: “Yolumuz sohbet yoludur!” buyurur ve sık sık sohbetin ehemmiyetinden bahsederdi.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.