hacerül esved

Hacerül Esved Taşının Tarihi

El-Hacerü’l-esved terkibi Arapçada “siyah taş” anlamına gelir. Peki Hacerül Esved taşı nereden geldi? Hacerül Esved taşını Kabe’ye kim koydu? Hacerül Esved taşı Kabe’nin neresinde? Hacerül Esved taşının önemi ve fazileti nedir? İşte Hacerül Esved taşının tarihi ve hikayesi.

Kabe’­nin Tarihi ve Bölümleri

Mekke’­de bulunan ve Müslümanların kıblesi olan Kâ­be-i Mu­az­za­ma İs­lâm dün­yâ­sı­nın nab­zı­nın at­tı­ğı yer­dir. Peki Kabe’­yi ne kadar tanıyoruz? Kabe’­nin bölümleri nelerdir? Kabe’­nin içinde ne var? Kabe’­nin inşası ve kısaca tarihi...

Hacerül Esved Taşı

Hacerül esved nedir? Hacerül esved'in şekli nasıldır? Hacerül esved'in anlamı nedir? Hacerül esved nerede bulunur? Hacerül esved kim tarafından Kabe'ye yerleştirilmiştir? Peygamber Efendimiz Hacerül esved ile ilgili ne buyuruyor? Hacerül esved hakkında kısaca bilinmesi gerekenler...

Hacerül Esved Ne Demek?

Hacerül Esved nedir, nerededir ve nereden gelmiştir?

Hacerül Esved Taşı İçi

Hacerül Esved'in içini yakından görmek ister misiniz? Yakından çekim ile Hacerül Esved...

Hak Dostlarının Tedâvi Metodu

İnsan, hayat yolculuğunda zaman zaman zor dönemlerden geçer. O dönemlerde kendisine uzanacak bir yardım eli, bir can simidi, bir kurtuluş ışığı arar. İnsanoğlunun bu dünyadaki en zor ânı ise, hayata vedâ ettiği son nefesidir. O âna, vaktinde hazırlık yapabilenler, bir şeb-i arûs/vuslat gecesi huzuruyla Rabʼlerine dönebilmenin hazzını tadarlar. Fakat bunun aksine, hayat sermayesini nefsânî arzular peşinde gafletle ziyan edenlerse, ecel gelip çattığı an, tarifi imkânsız bir pişmanlıkla âdeta kahrolurlar.

Hacer'ül-esved Taşını İstanbul'da Görmek İster Misiniz?

Hacca gidenlerin çoğunluğunun elini dahi süremediği Cennet Taşı Hacer'ül Esved'e ait altı parçadan beşinin İstanbul'da olduğunu biliyor musunuz?

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.