Son 60 Yılda En Çok Kullanılan İsimler

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 1950-2014 yılları arasında bebeklere verilen isimlerle ilgili bir çalışma yaptı. İşte son 60 yılda en çok kullanılan isimler.

Diyanet’in “Bu ismi koymayın, ‘Allah’ın hediyesi’ değil, ‘ücret’ anlamına geliyor” demesine rağmen Ecrin ismi, son 5 yılda hep ilk 5’in içinde yer aldı. 1950’li yıllarda yeni doğanlara en çok Halil, İbrahim, Fadime, Hanife gibi isimler konulurken, son yıllarda daha önce yaygın olmayan Berat, Hira Nur, Ecrin, Eymen gibi isimler gözde oldu.

EN ÇOK TERCİH EDİLEN ERKEK İSMİ

Erkek bebeklerde 1950 yılından 2002’ye kadar tahtını kimseye kaptırmayan Mehmet ismi, 2003 yılında birinciliği Yusuf’a bıraktı. 52 yıllık Mehmet üstünlüğüne son veren Yusuf, 2002’den 2006’ya kadar en çok tercih edilen isim oldu. 2006 yılında Arda ismi liderliği alsa da bir sene sonra 2007’de Yusuf 1. sırayı geri aldı.

SON POPÜLER İSİM ZEYNEP

Yeni doğan kız bebeklere verilen isimlerde ise 1950-1993 yılları arasında ilk sırada olan Fatma, 1993’te liderliği Merve’ye devretti. Merve’nin üstünlüğü 2000 yılına kadar sürdü. 2000-2014 arasında Zeynep, bir yıl hariç, hep zirvedeydi.

60 YIL YOKTU, ŞİMDİ MODA

2014 yılında erkek bebeklere en çok verilen isim olan Yusuf’u, Berat, Mustafa, Ömer ve Ahmet takip etti. Kız bebeklerde sıralama Zeynep, Elif, Hira Nur, Yağmur ve Ecrin şeklinde oluştu.  Hira ismi 1950’den 2012’ye kadar ilk 100 isim arasına girememişti.

ECRİN BİLMECESİ

Diyanet’in “Bu ismi koymayın, ‘Allah’ın hediyesi’ değil, ‘ücret’ anlamına geliyor” demesine rağmen Ecrin ismi, son 5 yılda hep ilk 5’in içinde yer aldı.

İslam ve İhsan

EN GÜZEL İSİMLER

En Güzel İsimler

KUR’AN’DA GEÇEN İSİMLER

Kur’an’da Geçen İsimler

EN ÇOK KULLANILAN İSİMLER

En Çok Kullanılan İsimler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.