Sivrisineğin Koklama Duyusuyla Kanser Dedektörü Geliştirildi

Allah'ın yarattığı her mahlukatta bir hikmet ve sır vardır. Japon bilim adamları sivrisineğin koklama duyusuyla kanser dedektörü geliştirdi.

Japon araştırmacıların sivrisineğin koklama duyusuyla geliştirdiği kanser dedektörünün 10 yıl içerisinde pratik kullanıma sunulması hedefleniyor.

Japon araştırmacılar sivrisineğin koklama duyusuyla kanser dedektörü geliştirdi.

Japonya'da ulusal basındaki haberlere göre, Tokyo Üniversitesinden Prof. Takeuçi Şoji’nin liderliğindeki ekip, sivrisineklerin insan terinde bulunan "oktenol" kimyasalını saptayabilen koku alıcılarını inceledi.

Ekip sivrisineğin, insan terinde bulunan ve karaciğer kanserinin biyogöstergesi kabul edilen "oktenolü" tespit edebilen koku alıcısını yerleştirerek, bir yapay hücre zarı üretti.

Yapay zar arasında iyonların geçişinde meydana gelen elektrik akımını fark edebilen sensör de geliştiren ekip, beslenme çantası büyüklüğünde prototip ile milyarda yarım yoğunlukta nefes numunelerindeki "oktenolü" 10 dakika içinde saptayabildi.

Kanser hastalarının nefeslerinde bulunan koku yayan maddeyi tespit amacıyla düşük maliyetle üretilmesi planlanan dedektörün 10 yıl içerisinde pratik kullanıma sunulması hedefleniyor.

ABD'DEKİ DERGİDE YAYIMLANDI

Sivrisinek anteni yaklaşık 100 çeşit koku alıcısına sahip ve her biri özel koku yayan maddeyi tespit ediyor. Tüm bu alıcılar koku alma hücrelerinin yüzeyinde bulunuyor.

Koku alıcı reseptörler, özel koku molekülleriyle birleştiğinde, iyonları hücre içine alabilmek için hücre zarının yüzeyinde delik açılıyor ve böylelikle koku saptanıyor.

Araştırmanın detayları ABD'den Bilimsel İlerlemeler Dergisinde yayımlandı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.