Kanser Hastalarının Koronanirüs Aşısını Güvenle Yaptırabileceği Belirtildi

Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Kliniği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Timuçin Çil, yeni tip koronavirüse karşı uygulanan CoronaVac aşısının kanser hastalarında hiçbir risk oluşturmadığını söyledi.

Çil, gazetecilere, Çin'den getirilen CoronaVac aşısı ve Kovid-19 ile mücadele konusunda açıklamada bulundu.

Kanser hastalarının Kovid-19'da önemli bir risk grubunu olduğunu belirten Çil, "Artık aşılama sürecine geldik ve kanser hastalarının nasıl aşılanacağı en önemli unsurlardan biri. Önemli bir risk grubunda olan hastayı aşılama ile koruyabilecek miyiz? Dünyada şu anda iki tip aşı olduğunu görüyoruz. Sıklıkla kullanılan bir tanesi hepimizin çok iyi bildiği bir BionTech ve Pfizer'ın geliştirdiği bir RNA aşısı. Tüm dünyada yaygın olarak kullanılıyor." dedi.

Türkiye'de kullanılan CoronaVac aşısının "ölü aşı" olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Çil, "Kanser hastaları için uygun bir aşılama yöntemi olduğunu biliyoruz. Şu anda Amerikan Kanser Derneği, Avrupa Tıbbi Onkoloji Derneği ve Türkiye'deki Türk Tıbbi Onkoloji Derneği'nin aşılamayı net olarak önerdiğini biliyoruz. Tüm kanser hastalarının mutlaka aşılanması gerekiyor." diye konuştu.

Çil, kanser hastalığını belli gruplara ayırdıklarını belirterek şöyle devam etti:

"Birinci grubumuz, takipte olan hastalarımız. Şu anda aktif hiçbir tedavi almıyorlar, sadece takip sürecinde olan hastalar. Bu hastaların aşı sıraları geldiğinde hemen mutlaka aşılanması gerekiyor. İkinci grup hastamız, aktif tedavi alan hastalar. Cerrahi, kemoterapi, immünoterapi, radyoterapi gibi tedavi seçenekleri uygulanan hastalar. Bunların da aşılanması gerekiyor ama kemoterapi gibi immün sistemi baskılandığı dönemde o hastayı takip eden tıbbi onkologdan görüş alarak aşılanması gerekiyor."

Aşılamanın, Sağlık Bakanlığının belirlediği sıralamaya göre ilerlediğini, uygulamanın 85 yaş üzerindeki kanser tanılı hastalar üzerinde yürütüldüğünü anlatan Timuçin Çil, "Kanser hastalarının hepsi güvenli olarak ölü aşıyı uygulayabilir. Onlar için bir risk oluşturmuyor. Çok güvenli. Uygulanması dünyadaki tüm kılavuzlar tarafından net olarak öneriliyor. Sinovac aşısı güvenle kullanılabilir. Daha önce kullandığımız grip aşıları ölü aşılardı. Kanser hastalarında hiçbir risk oluşturmuyor." ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.