Şeyh-ül Kurra İbrahim Tanrıkulu Vefat Etti

Yarım asır boyunca Kur'an-ı Kerim'e hizmet eden Kurra Hafız İbrahim Tanrıkulu Hocaefendi Hakk'a yürüdü.

Ömrünü İslam'a ve Kur'an-ı Kerim'e adamış olan Şeyh-ül Kurra İbrahim Tanrıkulu 81 yaşında vefat etti.

Tanrıkulu'nun cenazesi, 26.04.2023 Çarşamba günü öğle namazını müteakip Marmara İlahiyat Fakültesi Camii'nde kılınacak cenaze namazı sonrası toprağa verilecek.

ŞEYH-ÜL KURRA İBRAHİM TANRIKULU KİMDİR?

Şeyh-ül Kurrâ İbrahim Tanrıkulu, 1943 yılında Trabzon’da dünyaya geldi. Kur’ân-ı Kerîm okumayı başta babası olmak üzere, köy imamı ve çevresindeki kimselerden öğrendi. Altı yaşına geldiğinde, akrabasından bir hafıza yönelttiği, “Hafızlık nasıl yapılır?” sorusuna aldığı cevap üzerine, 1. cüzün son sayfasını ezberleyerek hafızlığa adım attı. Hıfzını ikmalin ardından Arapça (İslâmî ilimler) okumaya başladı. 16 yaşında ilk kez kürsüye çıktığında, kendi ifadesiyle birçok büyük hocanın dinlemekte olduğunu görünce, kitlelere karşı hitap etme ve ilim yolunda ilerleme cesaretini kazandı.

18 yaşında medrese ilimlerini tamamladı. Askere gitmeden önce Rize’de 1 sene kadar köy imamlığı yaptı. Ankara’da başladığı askerlik vazifesini istek hakkıyla intikal ettiği İstanbul Sağmalcılar kışlasında tamamladı ve İstanbul’da kalmaya karar verdi.

Vekil imam olarak Küçükçamlıca’da başladığı vazifesini, imam hatip ortaokulunu tamamladıktan sonra Kadıköy Yeldeğirmeni ve Feneryolu Camiilerinde müezzin olarak sürdürdü. Devamında İmam Hatip Lisesinden mezuniyetinin ardından 1975’te Gözcübaba Camii’ne imam olarak atandı.

28 Şubat’tan birkaç ay önce (1996) tesis ettiği Kur’ân kursunda, emekliliğinden (2008) sonra da devam etmekte olduğu Kur’ân tedrisatını başlattı. 28 Şubat’tan sonraki zor dönemde talebe bulmak güçleşince, Anadolu’yu karış karış gezerek kabiliyetli talebeleri toplayıp halkalar tesis etti. Onlarca yıl boyunca tâlim-tecvîd ve tashîh-i hurûf dersleri verdiği gibi kırâat halkaları da kurarak yetiştirdiği kurrâ hâfızlara aşere, takrib ve tayyibe icâzet verdi.

İlerleyen dönemde Üsküdar Tuba Kız Kur’ân Kursunda 15 sene boyunca tâlim-tecvîd, tashih-i hurûf ve kırâat ilimlerinde kız talebe okuttu.

Nasihatlerinde daima Ehl-i Sünnet’e bağlılığa dikkat çeken Şeyh-ül Kurrâ İbrahim Tanrıkulu, eğitim ve şahsiyet gelişimi ve istikametin muhafazasında en önemli noktanın doğru telkinler olduğuna ve bunda da en etkili kurumun aile olduğuna vurgu yaptı.

Kurra Hafız İbrahim Tanrıkulu Hocaefendi 81 yaşında Hakk'a yürüdü.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • Allah Teala rahmet eylesin.

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.