Selman El-avde: "türkiye Ümit Kaynağıdır"

Arap ve İslam dünyasının tanınan vaizlerinden Suudi Arabistanlı Selman el-Avde Türkiye'nin bölgedeki "demokrasi örneği" olduğunu ve Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) kalkıştığı darbe girişiminin başarılı olması durumunda ülkenin on yıllarca geriye gidebileceğini söyledi. Avde, Türkiye'de bir Suudi Arabistanlı vaiz Avde, 15 Temmuz FETÖ darbe girişimine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

TÜRKİYE SADECE TÜRKLERİN DEĞİL

"Darbe Türkiye'nin başına gelebilecek en kötü şeydi" diyen Avde, "Eğer başarılı olsalardı büyük projeler sekteye uğrayacak ve ülke onlarca yıl geriye gidecekti. Darbe gecesi tarihi bir ayrımdı. Umutla hayal kırıklığı arasındaki sınırdı. Türkiye milyonlarca sığınmacıya ev sahipliği yapan bir ülke bu yüzden artık sadece Türklerin devleti değil." dedi.

Suudi Arabistanlı vaiz şunları ifade etti:

"Türkiye bölgede model ülke, ümit ve iyimserlik kaynağıdır. Arap ülkeleri ile mükemmel ilişkileri var. Darbeyi hoş karşılayan insanlar kendilerinden Siyonizmin güvenliği ile ilgili romantik söylemler duyduğumuz insanların ta kendileridir. Ancak aynı şey bir Arap veya İslam ülkesine olduğunda sert sözler duyuyoruz."

"Bu örgüt kendisini barış ve sevgi öncüsü gösterip, Türk halkını katletti"

Söz konusu darbe girişimini FETÖ'nün "Türk halkı, hükümeti ve muhalefetine karşı" despotizmi şeklinde değerlendiren Avde, "Bugün İslam'ın itibarı terör olayları dolayısı ile tehlikededir. Bu örgüt, kendisini dünyada sevginin ve barışın öncüsü olarak lanse etti şimdi ise Türk halkından yüzlerce insanı öldürüp binlercesini yaraladı." ifadelerini kullandı.

"Eğer darbe başarılı olsa Türkiye'de bir çatışma görmek kaçınılmaz olurdu ki bu çatışma iç savaşa dönüşebilirdi" görüşünü dile getiren Avde sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye bir bilinmeze doğru giderdi. Şimdi akılcılık ve birlikte yaşama ilkeleriniz nerede? Binlerce askeri halk ile karşı karşıya getirmenin mantığı nedir? Bu büyük sorunlara yol açacak bir durumdu. Öte yandan bazı askerler darbeye karıştıklarını fark edince yaptıklarından vazgeçti. Araplar FETÖ'yü, ekonomik, sosyal ve eğitim odaklı bir tecrübe olarak görüyordu. Ancak bu örgüt paralel bir yapılanmaya dönüşüp bize İslam ve barış adına unutulması zor bir ders verdi."

"ABD ON KATINI YAPIYOR AMA BAŞKA ÜLKELERİ KINIYOR"

Batılı siyasetçilerin hala "haçlı" nefretine göre hareket ettiğini ve bunun Avrupa ile ABD'nin İslam korkusundan kaynaklandığını savunan Avde, "Tabii ki onlar için Mısır, Suriye, Irak örneğinde olduğu gibi Türkiye'nin ayağının kaymasında bir beis yok. Onlar böylece kendileri için daha büyük bir tehlikeden kurtuluyor. Örneğin, ABD Türkiye'de olağanüstü hal ilan edilmesi ve devam eden tutuklamalar hakkında defalarca endişelerini dile getirdi. Hatırlıyorum da ABD'de 11 Eylül saldırıları olmuştu. Bu saldırılar devleti ele geçirme amacı taşımayan terör saldırılarıydı. Ancak ABD bu olaylardan sonra insan hakları da dahil olmak üzere bütün siyasetini değiştirdi." değerlendirmesinde bulundu.

Avde, 11 Eylül saldırılarının ardından çok sayıda insanın tutuklandığını ve gizli hapishaneler inşa edildiğini hatırlatarak, sözlerini şöyle tamamladı:

"ABD Eylül 2001 saldırılarının ardından birçok kişiyi tutukladı, denetimden uzak hapishaneler inşa etti, Afganistan ve Arap ülkelerini işgal etti. Bununla kalmayıp dünyadaki iyi olan her şeyi yok etti. Milyonlarca insan hakkında arama başlattı. ABD, on katını yapıyor ama başka ülkeleri kınıyor. Bu ayıptır."

Kaynak: Yeni Şafak

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.