Sabun Neden El Jelinden Daha Etkili?

Koronavirüs salgınıyla mücadelede, en çok tekrarlanan, en sık duyduğumuz tavsiye ellerin sabunlu suyla sık sık yıkanması. Peki, bu neden çok tavsiye ediliyor? Sabun dezenfektan jellerden daha mı etkili?

Avustralya’daki New South Wales Üniversitesi’nden, kimya profesörü Pall Thordarson Guardian gazetesi için yazdığı makalede, neden sabunla el yıkamanın dezenfektan jellerden daha etkili olduğunu anlattı.

“Virüsler vücut dışında saatlerce, hatta günlerce aktif olabilir. Alkol içeren dezenfektanlar, sıvılar, ıslak mendiller, jel ve kremler virüslerden kurtulmakta kullanışlı, ancak hiçbiri normal sabun kadar iyi değil.” diyen Pall, “Yukarıda bahsettiğim bilgiyi Twitter’da paylaştığımda dünya çapına yayıldı.” şeklinde konuştu. Konuşmasının devamında: 

“Neden olduğunu çözdüm sanırım. Sağlık yetkilileri bize iki mesaj veriyorlar. Biri, virüsü kaptığınızda bundan kurtulmak ya da öldürmek için bir ilaç olmadığı. Diğeri de virüsün yayılmasını engellememiz için ellerimizi yıkamamız gerektiği. Kulağa tuhaf geliyor. Milyon dolar verseniz bile Koronavirüs’ü alt edecek için bir ilaç alamazsınız. Ama büyükannenizin sabun kalıbı virüsü öldürüyor.

O zaman neden sabun Sars-CoV-2, Koronavirüs ve diğer virüs türlerinde bu kadar iyi işe yarıyor? Özetle, kendiliğinden bir araya gelen bir nano-parçacık olan virüste en zayıf bağın iki tabakalı lipitler (yağ) olması. Sabun yağ zarlarını çözer ve virüs iskambil kâğıdından yapılmış evler gibi dağılıp, ölür veya bir başka deyişle virüsler gerçek manada canlı olmadıklarından, etkisiz hale gelirler.” dedi.

 

İslam ve İhsan

KORONAVİRÜS NEDİR?

Koronavirüs Nedir?

KORONAVİRÜSTEN KORUYACAK 14 KURAL

Koronavirüsten Koruyacak 14 Kural

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.