2016-04-02 12:46:20 [M.K.] 3,852
Muhabbet ve nefret husûsunda Allâh’ın rızâsını gözetme firâseti kaybedildiği zaman, kişi nefsinin maskarası hâline gelir.
2016-04-02 10:15:04 [A.E.] 7,241
Hazret-i Sâlih -aleyhisselâm-’ın kavmini ıslâh etmek ve onları içinde bulundukları hazin durumdan kurtarmak için gösterdiği gayretler bir netice vermemiş, âsî gürûh peygamberlerine karşı inat ve inkârlarında ısrâr etmişlerdi. Bunun tabiî bir neticesi olarak da ilâhî azâba müstahak olmuşlardı.
2016-04-02 08:59:48 [M.K.] 5,601
Müslümanların, dünya derdine düşüp kalmadan Allah’ın emrettiği üzere namaza devam etmesi ve ailesini de teşvik etmesi gerekiyor.
2016-04-01 16:50:26 [M.K.] 2,522
Bursa Yıldırım’da 700 yıllık tarihin izlerini yansıtan, “Osmanlı Mahallesi” kurulacak.
2016-04-01 16:19:11 [M.K.] 3,137
Allâh’ı ve O’nun sevdiklerini sevmek kadar, O’nun sevmediklerinden kalben uzaklaşmak îmânın bir sıhhat şartıdır.
2016-04-01 15:34:05 [M.K.] 2,758
Araştırmacı-Yazar Fahri Sarrafoğlu, “Ateş pahası” deyiminin hikayesini anlatıyor.
2016-04-01 15:33:27 [M.K.] 4,043
Ezvâc-ı tâhirâttan Ümmü Seleme Vâlidemiz’in Hudeybiye günü keskin firâsetiyle bulmuş olduğu çözüm, Efendimiz’in mahzun gönlünü ferahlatırken, mühim bir meseleyi çözüme kavuşturmuştur.
2016-04-01 15:29:32 [M.K.] 1,380
Çocuğu fena terbiye etmek ne demek?” yani ahlâki kurallara uymayan davranışlar sergileyen bir insan tipi meydana getirmek… değil mi? Hiçbir aile, yani anne-baba çocuklarının fena olmasını, yani kötü yetişmesini istemez. Buna rağmen nice ailelerin çocukları iyi yetişmez, yani fena eğitilerek topluma karışır..
2016-04-01 15:07:14 [V.Y.T] 1,474
2016-04-01 15:07:02 [V.Y.T] 1,828
2016-04-01 15:06:50 [V.Y.T] 1,151
2016-04-01 14:54:13 [A.G.] 2,866
Cenâb-ı Hak, insanları birbirine muhtaç bir hâlde yaratmıştır. Toplumda güçlüler-kuvvetliler olduğu gibi; zayıflar, sakatlar ve muhtaçlar da dâimâ mevcut olacaktır. Kendimize sormalıyız: “Cenâb-ı Hak bu insanları niye muhtaç olarak yarattı?” Cevabıysa mâlum...
2016-04-01 14:39:20 [A.E.] 5,526
Sükût; âlimlerin süsü, câhillerin örtüsüdür. Sükût zırhına bürünen insan, pek çok tehlikeden korunmuş olur. Bilhassa haset ehlinin zehir saçan nazarlarından kurtulur. Bu itibarla insan çok konuşmaktan ziyâde, bol bol sâlih ameller işlemeli, hayırlı ve güzel işler ortaya koymalıdır.
2016-04-01 12:51:04 [A.E.] 4,324
Cenâb-ı Vâcibü'l-Vücud'un milyarlarca kulu olduğuna göre, her kuluna tecellisi ayrıdır, milyarlarca kimsenin bu bakımdan bilgi ve imanları müsavi değildir, aynı gibidir fakat ayrıdır. Bu, ilm-i ilâhîde daimi olarak değişir. Hakk'ın dün bahşetmediği ilme bugün vâkıf olur, yarın ise başka bir ilimle doyuruluruz. Hülâsa kalemlerin, mikroskopların, teleskopların, bütün zahiri ilimlerin, künhüne vâkıf olamadıkları nihâyetsizlik ilmi...
2016-04-01 11:55:25 [A.E.] 2,905
Acaba etrâfımızda kendilerine yardım edecek sıcak bir yürek bekleyen kaç gönül, İslâm’ın güler yüzüne hasret kaç vicdân, en ufak bir gayretle hidâyet bulacak kaç insan var? Bu sebeple, îmân edip amel-i sâlih üzere bulunan mü’minlerin, mânevî mes’ûliyetlerini unutmayıp her an ilâhî hakîkatlerden habersiz olanların yardımına koşmaları îcâb eder.
İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)
...Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.
“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.
İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)
Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.
Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)
Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.
Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)
Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.
İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.
İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.