2017-02-13 12:06:02 [A.G.] 2,278
En az dişlerimiz kadar önemlidir ruhumuz, temiz ve sağlıklı tutmak için dişlerimize gösterdiğimiz hassasiyeti ruhumuz için de göstermeli, çocuklarımıza dişleri üzerine verdiğimiz eğitimi ruhları üzerine de vermeliyiz. Ama tabi etkili olması için önce kendimizden başlamalıyız.
2017-02-13 11:48:09 [A.G.] 3,295
Tasavvufu sadece raks, sema, zikir ayini gibi gören, kullar ile olan ilişkilerde fıkhın muamelatına uymayan kimseler sufilerin başıboşlarıdır ve ayette buyrulduğu üzere bunlar dini boş iş ve oyun eğlence haline getirmişlerdir. Zira nefis zevkin her türünü yaşamak ister, kendi şehvani arzularına set çekilmediğinde dine bile taraftar olur, ama böyle bir dindarlık gerçekte nefsin elinde köle olmaktır.
2017-02-13 11:00:04 [A.G.] 7,535
Vitir (vitr) Arapça’da çiftin karşıtı olan “tek” anlamına gelir. Hz. Peygamber günün kılınan son namazının tek (vitr) olmasını tavsiye ve teşvik etmiş (Müslim, Müsâfirîn, 53) ve bu namazı uyanacağından güvende olanın, sabah namazının vaktinin girmesinden biraz önce,( Tirmizî, Vitr, 12; Ebû Dâvud, Vitr, 8) gece uyanamayacağından endişe edenlerin ise yatsı namazından sonra ve yatmadan önce kılabileceklerini bildirmiştir. (Müslim, Müsâfirîn, 53.) Şâfiî, Mâlik ve Ahmed İbn Hanbel’e göre sabah namazını kılmadığı sürece, vitir namazı fecirden sonra da kılınabilir.
2017-02-13 08:32:23 [A.G.] 2,018
Muamelatla alakalı temel eserlerden biri olan "Kitabu’l Kesb" İmam Muhammed’in en mühim eserlerinden biridir.
2017-02-12 13:12:37 [SK] 1,316
2017-02-12 12:13:10 [Ö.F.Y.] 7,329
Merhum üstadımız Mahmud Sâmi Ramazanoğlu -kuddise sirruh- Hazretleri, 12 Şubat 1984 yılında, Medîne-i Münevvere’de vefat etmişti. Üzerinden tam otuz iki yıl geçmiş. Bu kadar zamana rağmen, o, eserleriyle, sevenleriyle, sohbetleriyle; yani “sadaka-i câriyesiyle” yaşamaya devam etmektedir.
2017-02-11 16:09:53 [M.S.T.] 806
NATO uçaklarının dün gece Sangin ilçesini bombaladığı öne sürüldü.
2017-02-11 15:49:12 [M.S.T.] 1,465
Kastamonu’nun Tosya ilçesinde bir vatandaş, sokak hayvanlarının soğuk havada açlıktan ölmemesi için her gün 50 kilometre yol giderek yiyecek bırakıyor.
2017-02-11 15:46:57 [M.S.T.] 2,863
Allah (cc) kullarına o kadar merhametlidir ki son nefese kadar tövbe kapısını açık bırakmıştır. Burda şunuda anlayabiliriz. Bizleri yaratan Rabbimiz bile bizlere son ana kadar zaman vermektedir. Peki bizler günümüzde dert yandığımız birçok şeyden zaman içerinde sıyrılma şansımız varken neden hala herşey bitmiş gibi davranıyoruz?
2017-02-11 15:46:11 [M.S.T.] 1,814
Abdullah Sert Bey, "Gündüzleri Mânen Güçlü Kalmak İçin Ne Yapılmalıdır?" sorusunu cevaplıyor...
2017-02-11 15:30:01 [M.S.T.] 1,573
Sağlığımızı bozan bir numaralı faktör şüphesiz beslenme. Lastik gibi kıvrılan biberler, 15 dakikada pişen hormonlu tavuklar, antibiyotikli etler, ilaçla kızartılmış domatesler gibi bir çok yiyecekler adeta zehir saçıyor.
2017-02-11 15:21:55 [M.S.T.] 1,757
Abdullah Sert Bey, "Gece namazına neden kalkamıyoruz?" sorusunu cevaplıyor...
2017-02-11 15:19:23 [A.G.] 6,345
Nefsin azgınlıklarını dizginlemenin en kolay yolu, onu açlıkla terbiye etmektir. İnsan tokken, sağlıklıyken, gücü-kuvveti yerindeyken, kendini ihtiyaçsız, kusursuz ve noksansız görür. Âcizliğini unutarak büyüklenmeye kalkışır.
2017-02-11 14:25:39 [M.K.] 2,804
Osmanlı ülkesi, vakıf müesseselerinin yaygınlığı ve yarışırcasına yapılan hayır-hasenat sâyesinde âdeta dilencisiz bir ülke hâline gelmiştir. Öyle zamanlar olmuştur ki, müslüman zenginler sadaka ve zekâtlarını verecek fakir bulmakta güçlük çekmişlerdir.
2017-02-11 14:14:01 [A.G.] 4,176
Kalbin huzur ve sükûna kavuşması, mânen ulaştığı seviyeye bağlıdır. Bunun için de kulun mânevî bir terbiyeden geçmesi zarurîdir. Zira kalbin ilim ve hikmetle dolması, dînin yüksek hakîkatlerine vâkıf olması ve kulun mânen tekâmül edebilmesi, ancak birtakım ameliyeler neticesinde mümkün olabilir.
İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)
...Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.
“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.
İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)
Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.
Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)
Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.
Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)
Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.
İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.
İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.