Ofiste Kilo Vermenin 6 Yolu

Milyonlarca çalışan ofis ortamında saatlerce oturmaktan dolayı kilo alıyor. Uzmanlar bunun önüne geçmek için bir takım önerilerde bulunuyor. İşte ofis çalışanlarına yardımcı olacak 6 öneri…

Çalışan milyonların sorunu; ofis ortamında saatlerce hareketsiz kalmak, sıkıntıdan gün boyu atıştırma yapmak ve dozu kaçırılan yemekler nedeniyle giderek büyüyen göbekler...

Spor yapmak dışında beslenmenizi ayarlayarak da kilo vermek mümkün. İşte ofiste kilo vermenin yolları...

AYAĞA KALKIN

Ofiste çay veya su gibi ihtiyaçlarınızı kalkıp alın. Bu şekilde gün içinde az da olsa hareket etmiş ve 30 kalori daha fazla yakmış olacaksınız.

NE YEDİĞİNİZİN FARKINDA OLUN

Yemek yiyeceğiniz zaman kendinizi işten uzak tutun ve yediklerinize konsantre olun. Ne yediğinizin farkında olursanız bütün gün atıştırmaktan kendinizi kurtarırsınız.

ABUR CUBURLAR SOL YANINIZDA OLSUN

Çikolata gibi abur cuburları sol tarafınızda bulundurun. Çünkü uzmanlara göre insanlar sağ taraflarında bulunan şeylere daha çabuk uzanma eğilimi gösteriyor. En iyisi sağ tarafınızda meyve gibi sağlıklı besinler bulundurun.

YEŞİLCİ OLUN

Yanınızda çay/kahve yerine yeşil çay bulundurun.

Araştırmalara göre, fincanlarını üç ay boyunca her gün yeşil çayla dolduranlar, normal çay içenlere oranla bir kilo daha fazla veriyor.

ABUR CUBURDAN UZAK DURUN

Kendinize işkence etmemek için şekerlemeleri gözünüzün önünden kaldırın. Yapılan çalışmaya göre, çalışanların yüzde 71'i şekerleme türü abur cuburları içi gözüken bir kapta durduklarında daha çok yiyor. Kaldırın ve kurtulun.

KOKU DEYİP GEÇMEYİN

Bir grup kilolu insan üzerinde yapılan bir çalışmada acıktıkları zaman yeşil elma, nane şekeri, vanilya ya da muz gibi tatlı kokuları içine çekenlerin altı ay içinde yaklaşık 10 kilo verdikleri ortaya çıktı.

Oda spreylerine dayanamıyorsanız, masanızda yeşil elma kokulu bir şeyin olmasının açlık krizlerini bastıracağı bildiriliyor.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.