Namazın Mekruhları Nelerdir? Maddeler Halinde

Namazın mekruhları nelerdir? Mekruh ne demek? Namazın mekruhları maddeler halinde...

Namazın Mekruhları:

1) Namazda beden veya elbisesi ile oynamak, parmak çıtlatmak, parmaklarını birbirine geçirmek, ellerini böğrüne koymak.

2) Esnemek, gerinmek.

3) Gözleri yummak, sağa-sola ve yukarıya bakmak. (Bakarken göğsünü kıbleden çevirirse namaz bozulur.)

4) Kolları sıvanmış olarak namaza durmak. (Kadınlar kollarını sıvamış olarak kılarsa namaz bozulur.)

5) Özürsüz olarak namazda bağdaş kurmak, çömelmek, dizlerini dikerek oturmak.

6) İnsan yüzüne veya kor halinde yanan eteşe karşı namaz kılmak (Kandil, mum ve lambaya karşı mekruh olmaz)

7) Yüzündeki ter ve tozları silmek, kaşınmak, secde yerindeki taşları düzeltmek (Bunları bir rahatsızlıktan dolayı yaparsa mekruh olmaz.)

8) Rükûda veya secdede tesbihleri terketmek yahut üçten az okumak.

9) Namaz kılanın önünde, üstünde, sağ veya sol tarafında canlı resmi bulunmak veya canlı resmi olan bir şeyin üzerine secde etmek, (Manzara ve ağaç gibi cansız resimlerin sakıncası yoktur.)

10) Namazda bir şeye dayanmak.

11) Secdede yalnız alnını yere koyup burnunu koymamak.

12) Secdeye varırken ellerini dizlerinden önce yere koymak, secdeden kalkarken dizlerini ellerinden önce kaldırmak, (Hastalık sebebiyle böyle yaparsa mekruh olmaz)

13) Yol üzerinde, pis olan yerlerde, mezar üstünde, pisliğe yakın yerde, sahibinin rızası olmadıkça bir başkasının yerinde kılmak.

14) İkinci rek’atta, birinci rek’atta okuduğu sûre veya ayetten daha uzun sûre veya ayet okumak.

15) Ezbere bildiği başka sure varken iki rek’atta da aynı sureyi okumak.

16) İkinci rek’atta, birinci rek’atta okuduğu sure veya ayetten önceki sûre veya ayeti okumak.

Zammı sûre okunurken baştan sona (yukarıdan aşağıya) doğru gidilir. Meselâ; Birinci rek’atta Fatihadan sonra “Elemtere”yi, ikinci rek’atta “Li ilâfi’yi okursa bu doğrudur. Fakat birinci rek’atta “Liilâfi”yi ikinci rek’atta, “Elemteri”yi okursa bu tersine okuyuş mekruhtur.

17) Birinci rek’atta bir sureyi okuyup ikinci rek’atta arada bir sure atlayarak öbür sûreyi okumak.

şöyle ki: Birinci rek’atta “Elemtere”yi okursa, ikinci rek’atta “Liilâfi”yi okuması gerekirken bunu atlayıp “Ereeytellezî”yi okumak mekruhtur. Ancak iki veya daha fazla sûre atlarsa mekruh olmaz.

18) Namaz kılarken palto veya ceketini giymeyerek omuzuna almak.

19) Namazda gözleri yummak.

20) Câmide ön safta açık yer varken arkada namaza durmak.

BENZER YAZILAR

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.