
Namazda Peygamber Efendimiz’e Selâm Vermenin Anlamı Nedir?
Namazda Peygamber Efendimiz’e (s.a.v.) selâm vermek neyi ifade eder ve neden bu kadar önemlidir?
Seven, sevdiğini sevgisi nisbetinde taklid eder; O’nu gönlünden çıkarmaz, dilinden düşürmez. Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ile böyle bir kalbî irtibâtın en mühim alâmeti, O’nu salevât-ı şerîfelerle çokça yâd etmektir. Zira bunun zıddı, mânevî bir hüsran sebebidir.
Nitekim Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuştur:
“Yanında anıldığım kişi bana tam bir salât ü selâm getirmezse o benden değildir, ben de ondan değilim. Allâh’ım! Benimle alâkasını devam ettirenle Sen de alâkanı devam ettir. Benimle alâkasını kesenle Sen de alâkanı kes.” (Deylemî, el-Firdevs, III, 634)
Diğer hadîs-i şerîflerinde de Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuşlardır.
“Cimri, yanında adım anıldığı hâlde bana salât ü selâm getirmeyen kimsedir.” (Tirmizî, Deavât, 100)
“Kim bana salât ü selâm getirmeyi unutursa cennetin yolunu şaşırır.” (İbni Mâce, İkâmet, 25)
NAMAZDA EFENDİMİZ’E SELAM VERMENİN HİKMETİ VE FAZİLETİ
İşte salevât-ı şerîfe bu kadar mühimdir. Hattâ namaz kılarken her Tahiyyât’ta Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’e: ِ اَلسَّلاَمُ عَلَيْكَ أَيُّهَا النَّبِيُّ وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكَاتُهُ diyerek selâm vermemiz emredilmiştir. Namazda iken bir beşere selâm vermek, namazı bozacak bir durum olduğu hâlde, Allah Teâlâ, Rasûlü’ne selâm vermeyi namazın vâcip bir rüknü kılmıştır.
İmam Gazâlî Hazretleri der ki:
“Namazın teşehhüdünde Peygamber Efendimiz’in sûretini ve kerîm şahsını kalbinde hazır eyle! ِ اَلسَّلاَمُ عَلَيْكَ أَيُّهَا النَّبِيُّ وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكَاتُهُ de! Emin ol ki, senin selâmın Allah Rasûlü’ne ulaşır ve O, sana daha güzel bir cevap ile karşılık verir.” (İhyâu Ulûmi’d-Dîn, I, 224)
Hâlid-i Bağdâdî Hazretleri, Şihâb bin Hacer el-Mekkî’den şunları nakleder:
“Namazda okunan Tahiyyât’ın ِ اَلسَّلاَمُ عَلَيْكَ cümlesinde Peygamber Efendimiz’e hitâb edilmektedir. Sanki bu, Allah Teâlâ’nın namaz kılan ümmetinden Efendimiz’i haberdar kılmasına işâret etmektedir. Bu şekilde Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- namaz kılanların yanında hazır bulunup kıyâmet gününde onların lehine en fazîletli amelleri ile şâhitlik edecektir. Ayrıca O’nun mânen hazır olduğunun hatırlanması, gönülde huşû ve hudû hâlinin artmasına vesîle olur.”[1]
Dipnot:
[1] Mektûbât-ı Mevlânâ Hâlid, s. 118; Risâletü’r-Râbıta, (Mevlânâ Safiyyüddîn, Reşahat hâmişinde) s. 225-226.
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Hak Dostlarının Örnek Ahlakından 2, Erkam Yayınları
YORUMLAR