Müslüman İşini Sağlam ve Güzel Yapar

Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan 20 Ağustos 2021 tarihli ve "Müslüman İşini Sağlam ve Güzel Yapar" konulu cuma hutbesi.

Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan 20 Ağustos 2021 tarihli ve "Müslüman İşini Sağlam ve Güzel Yapar" konulu cuma hutbesi.

Muhterem Müslümanlar!

Okuduğum ayet-i kerimede Cenâb-ı Hak şöyle buyuruyor: “Yaptığınız işi güzel yapın; Allah işini güzel yapanları sever.”[1]

Okuduğum hadis-i şerifte ise Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Allah Teâlâ, birinizin yaptığı işi en iyi şekilde yapmasından memnun kalır.”[2]

Kıymetli Müminler!

Yüce dinimiz İslam, yaptığımız her işin hakkını vermemizi emretmiştir. En sağlam ve en güzelini yapma gayreti içinde olmayı tavsiye etmiştir. Özensiz yapılan işleri, ibadetleri, tutum ve davranışları makbul saymamıştır.

Aziz Müslümanlar!

Rabbimize kul olmanın gereği olarak her birimiz öncelikle İslam’ı güzel yaşamakla mükellefiz. İslam’ı güzel yaşamak, Rabbimizi görüyormuşçasına bir hayat sürmektir. Allah ve Resûlü’nün bize öğrettiği prensipleri içtenlikle kabul etmek ve tam bir teslimiyetle uygulamaya çalışmaktır. İnançta tevhidden, ibadette ihlastan, davranışlarda doğruluktan ve işte sağlamlıktan ödün vermemektir. Nefsimize, heva ve hevesimize, şeytanın vesvesesine mağlup olmadan dünya imtihanımızı tamamlamaktır.

Değerli Müminler!

Müslüman, vaktini iyi değerlendirip en güzeli ortaya koymakla muhatap kılınmıştır. En güzeli ortaya koymak ise önce iyi niyetli olmaya sonra da işine ibadet aşkıyla sarılmaya bağlıdır. Sorumluluk ve vicdan sahibi her mümin, hayatın her alanında adaleti ve samimiyeti gözetir. Hak ve hakikati, doğruluk ve dürüstlüğü kendine şiar edinir. Üstlendiği görevleri emanet olarak görür ve sadakatle yerine getirir. En kısa sürede, en mükemmel biçimde ve en faydalı nitelikte işler ortaya koymak için çaba gösterir.

Aziz Kardeşlerim!

İşimizi iyi yapmak, hem Allah’a, hem de insanlara karşı sorumluluklarımızdandır. Görevlerimizi ihmal ettiğimizde ise Rabbimizin huzurunda bunun hesabını vereceğimiz için aslında kendimizi aldatmış oluruz. Unutmayalım ki dünya ve ahirette başarıya ulaşacak olanlar, Allah’ın sünnetine uyarak çalışan ve bütün tedbirleri aldıktan sonra sonucu Allah’a havale edenlerdir. Hutbemi, Rabbimizin şu ayetiyle bitiriyorum: “İman edip dünya ve ahiret için yararlı işler yapanlar bilmelidirler ki, biz güzel iş yapanların ecrini asla zâyi etmeyiz.”[3]

Dipnot:

[1] Bakara, 2/195.

[2] Beyhakî, Şüabü’l-îmân, 4/334.

[3] Kehf, 18/30.

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

İslam ve İhsan

İŞİNİ İYİ VE GÜZEL YAPMAK İBADETTİR

İşini İyi ve Güzel Yapmak İbadettir

KUL HAKKININ ÖNEMİ

Kul Hakkının Önemi

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.