Kusma Hangi Hastalıkların Belirtisi Olabilir?

Çocuklarda sıklıkla görülen kusma ve ishal başka bir hastalığın habercisi olabilir.

Düşen hava sıcaklıklarıyla birlikte salgın hastalıklar da artış gösteriyor. En fazla çocukları etkisi altına alan bu hastalıkların başında ise kusma ve ishal geliyor. Bu sağlık sorunlarının altında genellikle, çeşitli yollarla sindirim sistemine alınan virüsler yatıyor. Vücutta hızla su kaybına yol açabilen kusma ve ishal, kaybedilen sıvının geri kazanılmaması durumunda ise ağır sonuçlar doğurabiliyor. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uzm Dr. Özlem Sipahi, "Şiddetli kusmalar ise farklı hastalıkların sinyalini veriyor olabilir.” dedi.

Kusma, akut gastroenterit (mide bağırsak enfeksiyonu) hastalığının belirtilerinden biridir. Çocuklarda görülen idrar yolu enfeksiyonlarından menenjite kadar pek çok hastalığın ilk belirtisi olan kusmaya bir de sulu dışkı, karın ağrısı, halsizlik ve huzursuzluk gibi belirtiler eklendiğinde bu durum gastroenterit (ishal) olarak adlandırılıyor. Çocukların bir kısmı kustuğunu söyler ancak ishal olduğunu söylemeyebilir. Bu nedenle kusmaya başlayan çocuğun dışkılama sayısı ve dışkının kıvamı mutlaka takip altına alınmalıdır.

İSHAL VE KUSMA BAKTERİLERİ VÜCUTTAN ATMAYA YARDIMCIDIR

Çocuğun ishal mikrobu nedeniyle çeşitli rahatsızlıklar yaşamaya başlaması, bakterilerin vücudun ilk savunma duvarını aştığını gösterir. Bu da bakterilerin vücut hücrelerini yok etmesi, sürekli olarak bağırsaklarda çoğalması ve milyonlarca mikroptan oluşan bir ordu kurması olarak açıklanabilir. Bu düşman orduyu vücuttan atmanın en pratik yolu kusma ve ishal şeklindeki dışkılamadır. Çünkü kusma ve ishal ile her defasında önemli miktarda bakteri devre dışı bırakılmış olur. Vücut aksi şekilde davransaydı bakterilerin sayısı giderek artabilir, bağırsak duvarını delerek tüm vücuda yayılabilirdi. Bu nedenle kusma ve ishal belirtilerinin önemli bir amaca hizmet ettiği bilinmeli ve önüne geçilmeye çalışılmamalıdır.

İSHAL VE KUSMA YAŞAYAN ÇOCUK YEMEK KONUSUNDA ZORLANMAMALI

Mevcut bakterilerle savaş halinde olan mide işlevini yerine getiremez. Bu sebeple çocuk, yemek yemek istemeyecektir. Bu durumun normal olduğu, çocuğun zorlanmaması gerektiği ve iyi hissetmesi durumunda kendisinin yemeğe başlayacağı unutulmamalıdır. Böyle durumlarda öncelikle çocuğun yeme isteği desteklenmelidir. Bunun için 1 yaşından küçük çocuklar, anne sütü veya mamayla beslenmeye devam etmelidir. Çocuklara ise ishale en iyi gelen besinler olan ev ortamında mayalanmış yoğurt, pirinç suyu ve lapası, haşlanmış patates ve çubuk kraker gibi hafif gıdalar verilmelidir. Ayrıca çocuk, şekerli gıdalardan uzak tutulmalıdır.

KUSMA BAŞKA HASTALIKLARIN HABERCİSİ OLABİLİR 

Aslında kusma, her çocukta ve bebekte görülebilen genel bir problemdir. Fakat bazı durumlarda hastalık habercisi olabilir. Bunu belirleyen faktörse kusmanın şiddeti, miktarı ve zamanıdır. Bebeklerde görülebilen şiddetli kusmalar, sindirim sistemiyle ilgili hastalıkların sinyalini veriyor olabilir. Sindirim sistemi rahatsızlıklarının yanı sıra mide darlığı da fışkırarak kusmaya yol açabilir. Ayrıca reflü, yetişkinlerde olduğu kadar 1 yaş altındaki bebeklerde de sıkça görülebilir.

SU KAYBI CİDDİYE ALINMALI 

Vücutta ishal ve kusma geliştiğinde dikkat edilmesi gereken en önemli konu ise oluşan su kaybıdır. Her kusma ve ishal dışkılaması sırasında vücut, hücrelerinde bulunan su ve tuzu kaybeder. Bu sebeple vücudun susuz kalması ölümcül sonuçlara yol açabilir. Sıvı kaybına neden olmayacak günlük kusma 2 veya 3 iken, ishalli dışkılama ise 4 ya da 5'tir. Eğer çocuk kusmuyor yalnızca ishal problemi yaşıyorsa, susuz kalma ihtimali daha düşüktür. Fakat çocuk, aldığı her sıvıyı 10 dakika içerisinde kusarak çıkarıyorsa, susuz kalma tehlikesi altındadır ve mutlaka bir hekime başvurulması gerekir. Bunun yanında, ateşle birlikte ishal yaşayan, kusmuğunda kan ve dışkısında mukus (sümüksü madde) görülen, ishal ve kusması ağır olmamasına rağmen süresi 10 günü geçen, ayrıca huzursuz ve çok ağlayan bebek ve çocuklar da bir uzmana gösterilmelidir.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.