
Ebû Mûsâ el-Eş‘arî (r.a.) Kimdi ve Hangi Özellikleriyle Öne Çıktı?
Ebû Mûsâ el-Eş‘arî (r.a.) kimdi ve İslam tarihinde hangi önemli özellikleriyle tanındı?
Ebû Musâ El-Eş’arî radıyallahu anh, babası tarafından Yemen’in Eş’ar kabilesine mensuptur.
EBÛ MÛS EL-EŞ‘ARÎ’NİN (R.A.) İZ BIRAKAN HAYATINDAN ÖNE ÇIKANLAR
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’i görmeden kabilesi ile birlikte İslam’ı kabul etti. İslam’a hizmet için bir kafile teşkil ederek, ülkelerinden vapura bindiler, hava muhalefetinden Habeş ülkesine inmeye mecbur oldular. Habeşistan’da Hz. Cafer’le beraber bulunan Müslüman muhacirlerle buluştular. Bir müddet sonra Medine’ye geldikleri sırada Rasûl-i Ekrem Efendimiz’in Hayber seferine çıktığını öğrendiler. Medine’de onların gelmesini beklemeyerek, Hayber’e devam ettiler. Hayber’e vardıklarında harb bitmiş, zafer kazanılmıştı. Rasûlullah Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bu heyeti karşılamış harbe iştirak etmiş gibi onlara da hisse vermişti.
Ebû Musâ radıyallahu anh Mekke’nin fethine, Huneyn savaşına ve sonra Hevazin kabilesini takibe katılmış, Tebük seferinde de bulunmuştur.
Bir ara Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz tarafından Yemen Valiliğinde görevlendirilmiş, Veda Haccı’nda bulunmak için Mekke’ye gelerek Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz’e Ebtah’ta yetişmiştir.
Hz. Ömer devrinde Hadramut’a gönderildi. Marib’i oraya merkez yaptı. Yine Hz. Ömer devrinde Sa’d bin Ebû Vakkas tarafından Nusaybin’in fethi için görevlendirildi ve muvaffak oldu. Aynı sene Muğîre bin Şu’be’nin yerine Hz. Ömer tarafından Basra Valisi tayin edildi. Bu arada Huzistanda İranlılarla savaşarak Hürmüzânı esir aldı. Ve Hz. Enes’le Medine’ye gönderdi.Böylece Huzistanı da fethetmişti. Nihavent savaşında Numan bin Mukrim’e yardımcı olarak görevlendirildi. O savaş da zaferle bitti. Daha sonra Kûfe Valiliğine tayin edildi. Bir müddet sonra Basra Valiliğine nakledildi. Basralıların su sıkıntısını 9 mil uzunluğunda açtırdığı ve sonradan onun ismini taşıyan Ebû Musâ kanalı ile karşılamıştı.
Hicretin 29. ncu yılı Hz. Osman tarafından Basra Valiliğinden azledilmiş, Hicretin 34 üncü yılı yine Hz. Osman tarafından Kûfe Valiliğine tayin edilmiştir.
Sıffîn ve Cemel hâdiselerine katılmamaları için halkı ikaz etmiş, halk sözünü dinlemeyince çekilmeye, bu fitnelerden uzak kalmaya karar vermiştir. Sıffîn vakası sonunda tarafsızlığından dolayı Hz. Ali tarafından hakem seçilmiştir. Bu olayda da taraf tutmamış, doğruluktan ayrılmamıştı. Hakem olayından sonra Mekke’ye giderek yalnızlığa çekilmişti.
Ebû Musâ, orta boylu, zayıf vücutlu, ittikalı ibadet zevkini hakkıyle tatmış, ilim ve edep timsali durumunda idi. Kur’an-ı Kerimle çok meşgul olup gece gündüz onu okur ve okutur, hem okur hem de ağlardı.
Sesi çok güzel olduğu için Kur’an okurken dinleyenleri mest ederdi. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem onun Kur’an okumasını dinler, memnun olurdu. Yemen’e vali tayin edildiği sırada orada halka Kur’an talim etmişti. Okuduğu Kur’an’la Yemenlileri, zevkten zevke garketmişti.
Ebû Musâ hazretleri Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz’den birçok hadis rivâyet etmiş ve bunlardan 360 tanesi kitaplara geçmiştir. Kûfe’de hadis talim ettiği özel bir dershanesi bile vardı. Kendisine fetva soranların sorularını da cevaplandırırdı.
Ebû Musâ takvası, temizliği, iffeti ile tanınmış bir sahabi idi. Hicrî 44 tarihinde Mekke’de Hakkın rahmetine kavuştu. Öleceğinde şu vasiyette bulunmuştu:
“Cenazemi çabuk götürün, arkamdan kimse gelmesin, lâhdimde vücudumla toprak arasında bir şey koymayın, kabrim üzerine bina yapmayınız. Kadınların üzerime ağlamalarından, saç ve baş yolmalarından sakınırım,” demişti. Allah kendisinden razı olsun. (Üsdülğabe, c. 2, s. 235, Asr-ı Saadet, c. 2, s. 278)
Kaynak: İbrahim Koçaşlı, Sünen-i Ebî Davud ve Tercemesi, Erkam Yayınları
YORUMLAR