TEFEKKÜR

İki Şeye Çok İhtiyacımız Var!

İnsan yüksek ve yüce bir hayat yaşamak zorundadır. Çünkü ahsen-i takvim üzere yaratılmıştır. Yani aklî, hissî ve rûhî potansiyeli çok kuvvetlidir. Basit bir hay

Kendimize Sormamız Gereken Sorular

Her gece insan; gününün muhasebesini yapmalı, kendi kendisine şu sualleri sormalıdır...

Mü’minin İki Kalbi Olur

Dünyevî meselelerde korku ve muhabbet, bir kalpte birleşmez. Fakat mâneviyatta durum farklıdır. Kâmil bir mü’min, Cenâb-ı Hakkʼın sayısız nîmetlerinin tefekkürü

Neden Göğe Bakmalıyız?

Genç Dergisi yazarı Klinik Psikolog Mehmet Dinç neden göğe bakmamız gerektiğini anlatıyor.

Gerçekleri Gören Gözler

Hazreti Mevlânâ Mesnevî'de “İnsan, âdetâ sırf gözden, yani derûnî idrâkten ibârettir. Geriye kalansa deridir, ceseddir. Hakikî göz ise, ancak dostu gören, yani

Filozof Kur’an’a Meydan Okuyunca…

Mevlana Hazretleri de Kur’an’ı ve peygamberlerin hidayetini bir tarafa bırakarak sadece aklına güvenen, onu putlaştıran tiplerin Kur’an karşısındaki tutumunu şu

Nefsin İsteklerine Karşı Sabrın Önemi

Dünyevî arzular kıble hâline gelince, insan zaaflarının putperesti oluyor. Nasıl ki gözüne iki parmağını perde yapan kimse, karanlığa dûçâr oluyorsa, gönül gözü

Samanyolu'nun Yakınında Cüce Galaksi Keşfedildi

Bilim adamları, ESA Gaia Uzay Teleskobu'yla Samanyolu Galaksisi'nin disk bulutunun ardında daha önce varlığı bilinmeyen bir galaksiyi tespit etti.

Sultanı Besleyen Kuş

Bataklığa saplanıp kalmış bir adam... Bir kuş, ağzında bir şeyler getirerek adamı doyurmaya çalışıyor. Her şey bu sahneyi görmekle başladı, İbrahim bin Edhem Ha

Murâkabe Nedir? Murâkabe Nasıl Yapılır?

Murâkabe; iç âlemi kontrol etmek, gözetlemek, dikkati belli bir noktaya toplamak gibi mânâlara gelir.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.