TARİHİMİZ

Varna Savaşında Padişahın Okuduğu Dua

Varna Seferinden evvel Murad Han, iki rekât namaz kılıp ellerini semâya kaldırdı ve cân u gönülden şu duâyı yaptı...

Musa Efendi Tek Başına Vakıf Gibiydi

Altınoluk Dergisi Yazı İşleri Müdürü Ahmet Taşgetiren, Abdullah Sert Bey ile Musa Efendi Hazretlerinin "İnfak Hassasiyeti" üzerine konuştu.

Iı. Murad İle Hacı Bayram-ı Veli'nin Önemli Görüşmesi

Osmanlı pâ­di­şahlarının birinciden sonuncuya kadar hemen hepsi, âlim, şâir, sanatkâr ve mutasavvıf idiler. Hemen her pâ­di­şah, devrin en mûteber meşâyıhından

Yahya Kemal'in Muhteşem Süleymaniye Şiiri

Meşhur Şair Yahya Kemal Beyatlı'nın, Süleymaniye Camii hakkında yazdığı muhteşem şiiri.

Kanuni Süleymaniye'yi Neden Mimar Sinan'a Açtırdı?

Kanuni Sultan Süleyman, Süleymaniye Camii'ni açma şerefini neden Mimar Sinan'a verdi? 

Osmanlı Cihadı Neden Terk Etmedi?

Sultan 2. Murad Han ile devrin büyük mânâ sultanlarından olan Hacı Bayrâm-ı Velî Hazretleri’nin görüşme ve mükâlemeleri, rivâyetlere göre şöyle olmuştur...

Süleymaniye Camii'nin Muhteşem Mimari Özellikleri

Mimar Sinan'ın çıraklık eserim dediği Süleymaniye Camii'nin okudukça hayret veren mimari özellikleri. 

Hacer'ül-esved Taşını İstanbul'da Görmek İster Misiniz?

Hacca gidenlerin çoğunluğunun elini dahi süremediği Cennet Taşı Hacer'ül Esved'e ait altı parçadan beşinin İstanbul'da olduğunu biliyor musunuz?

Süleymaniye Camii'nde İlginç Deprem Teknolojisi

Süleymaniye Camii'nin her yeri farklı bir mimari zekayı gözler önüne seriyor. Bunlardan biri de caminin depreme karşı dayanıklı olmasını sağlayan ahşap menfezle

Süleymaniye Camii İnşâsına Neden Ara Verilmişti?

Mimar Sinan'ın dünyaca meşhur eseri olan Süleymaniye Camii'nin inşâsına neden ara verilmişti?

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.