Menkıbeler

Peygamber Efendimiz'i Zehirleyen Kimdir?

Peygamberimizi zehirleyen kimdir?

Hangi Amelinle Bu Mertebeye Vâsıl Oldun?

Sultan Ahmed Hân’ın bir sanat hârikası olan şâheser Sultanahmet Câmii'nin temel atma merâsimine devrin en meş­hur meşâyıh ve âlimleri dâvet edilmişti. Peki, Sul

Süleymaniye Camii Dua Halinde Duruyor

Sü­ley­mâ­ni­ye Câmii, İslâm rûhunun maddede şekillenmesidir. Uzaktan manzarası, ellerini Rabbine uzatan duâ hâlindeki bir insan silüetidir. Mîmârîye ibadetin r

Osmanlı Askeri Bağdan Üzüm Kopartıp Parasını Ağaca Astı

Kanuni Sultan Süleyman'ın Avusturya seferlerinin birinde yaşanan ibretlik hadise...

Kerâmet Mahiyetinde Tarihi Gerçekler

Evliyâullâha pek yüksek bir hürmet ve bağlılık gösteren Yavuz Sultan Selîm Hân’ın kendisi de hiç şüphesiz babası gibi Allâh’ın has bir kulu idi. Onun kerâmet mâ

Yavuz'un Şükrü Orduyu Muzaffer Kıldı

Yavuz Sultan Selîm Han devrinin ahlâkî yüceliğini gösteren pek çok vak’a vardır. İşte onlardan biri...

"çamurlu Kaftanımı Mezarıma Serin"

Zekî ve güçlü kumandan Yavuz Sultan Selim Han, Mısır Seferi sonrası neler yaşadı? İşte cevabı...

Bu Dünyada Görüşmemiz Mümkün Değil!

Bâyezîd-i Velî’nin halk arasında yaygın menkıbeleri çoktur. İşte onlardan biri...

Hazreti Hızır'ın Her Hafta Uğradığı Cami

Kardeşi Cem Sultan'ın vefâtından sonra Sultan Bâyezîd Han, hâricî siyâsetini daha hür bir zemine oturtmak imkânına kavuştu. Ayrıca, ülke içerisinde de büyük bir

Bir Hocanın Talebesine Yardımı ve Himmeti

Hazret-i Mevlânâ ve emsâli gönül ehlinin bütün insanlığı şefkatle kucaklayan «...بَازَا، بَازَا» “Gel, gel, geri dön gel, ne olursan ol yine gel” daveti; yüksek

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.