İbadet Hayatımız

Seherler Bizi Hem Besler Hem Muhafaza Eder

Muhammed İkbal, seherlerde geçirdiği o lâhutî saatlere pek çok kıymet verirdi. Ona göre seherlerde kalbe doğan feyiz ve ilham, her ilim, fikir ve sanat adamının

Nefsi Arındırma Rehberi

Rabbimiz ölümü ve hayatı da insanları denemek için yarattığını bildirmektedir. Bu zor imtihanlardan başarılı bir şekilde geçebilmek için Allah Resûlü’nün rehber

Göz Aydınlığı Gençler Göz Nuru Namaz

Ülkemizde hızla sayısı artan imam-hatip okullarımıza, Kur’an kurslarımıza, dini eğitim yapan müesseselerimize rağmen camilerimizdeki genç oranlarında istenilen

Metin Merkezli Din Algısının Açmazları

Bu yazı, Caner Taslaman- Ebubekir Sifil tartışmasını izlememden sonraki duygu/düşünce ortamında doğmuştur. Tartışmayı izledikten sonra Caner Taslaman’ın temsil

Peygamberimiz Son Nefesinde Ne Dedi?

Peygamber Efendimiz (s.a.v) son nefesinde ne dedi? Ümmetine son derece şefkatli ve merhametli olan Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- son nefesle

Hayata Yeniden Başla!

Tevbeye, yeniden arınmaya, bir çocuk gibi gönüllerimizin berraklaşmasına ihtiyacımız var. İşte bu yüzden buyurun yeniden tevbeye, yeniden istiğfara ve yeniden a

Namaza Çağrılan Gençler

Namaz kılan genç, Rabbi ile kulluk sözleşmesini yeniler; okuduğu âyetlerde yer alan talimatlar doğrultusunda hayatına yeniden yön verir. Gereği gibi, özenli ve

Gençlikte Kazanılacak En Önemli Haslet

Gençlikte kazanılması elzem olan en temel hasletlerden biri, beş vakit namazı düzenli edâ edebilme şuur ve mesuliyetidir. Namazını edâ edemeyip kazaya bıraktığı

Unutursan Unutulursun!

Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan bu haftanın cuma hutbesi yayımlandı. Bu haftaki cuma hutbesinin konusu “Allah’ı U

Sınanmadığı Günahın Masumu Değilsin!

Günaha düşmek, her insan için muhtemel bir durumdur. Kimse sınanmadığı günahın masumu değildir. Esas olan günahta ısrar etmemek ve tevbeye yönelmektir. Bu itiba

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.