Hikâyeler

Zeynelabidin Hazretleri’nin Sırtındaki Yaraların Sırrı

Peygamber (s.a.v.) torunu Zeynelâbidîn Hazretleri’nin vefâtından sonra mübârek nâşı yıkanırken görülen sırtındaki içi su toplamış büyükçe yaraların sırrı...

Islah Eden Sadaka

Sadaka verilen kişiyi ıslah eder mi? İhlasla sadaka vermenin fazileti nedir? Vaktiyle, “Ben mutlakâ bir sadaka vereceğim” diye evden çıkıp “Hırsıza, fahişeye ve

Yılbaşı Çavuşu

Merhume Ayşe Gönen Hanımefendi’nin kaleme aldığı, yayınlanmış gerçek bir hayat hikâyesi; “Yılbaşı Çavuşu.”

Vatan Sağ Olsun

“Vatan sağ olsun...” cümlelerini tekrarlayarak son nefesini veren Ali Çavuş’un iman kuvvetini anlatan hatıra...

Oruç Reis’in Esaretten Kurtuluşu

Hristiyan Avrupa’ya korku salmış Türk denizcilerinden Oruç Reis’in tutsak düştüğü zindandan ibretlik kurtuluş hikâyesi.

Bir İnsanı Cehenneme Düşüren Üç Şey Sebep

Fudayl bin İyaz Hazretleri’nin cehenneme düşen talebesine “Allah senden mârifeti nasıl aldı da bu hâle düştün?” sorusuna, talebesinin verdiği ibretli cevap.

Zenginler Gibi Yaşayıp Yoksullar Gibi Öldü

Zenginler gibi yaşayıp yoksullar gibi vefat eden Abdullah bin Mübârek Hazretleri’nin ibret verici son anlarını yazımızda okuyabilirsiniz.

Kur’an Ayetleriyle Konuşan Kadının Hikayesi

Rahmân olan Allâh’a karşı bir hatâya düşme korkusuyla, kırk (40) yıl sadece Kur’ân-ı Kerîm âyetleriyle konuşan kadının hikâyesini yazımızda okuyabilirsiniz.

Altı Yüz (600) Bin Kişinin Haccının Kabulüne Vesile Olan Amel

Altı yüz (600) bin kişinin haccının kabulüne vesile olan Şamlı ayakkabı tamircisi Ali Bin Muvaffak’ın amelini yazımızda okuyabilirsiniz…

Malik bin Dinar’ın (r.a.) Yakışıklı Bir Gence Taahhüd Ettiği Saray

Malik bin Dinar’ın (r.aleyh) yoksullara dağıtmak üzere yüz bin dirhem karşılığında yakışıklı bir gence taahhüd ettiği saray...

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.