PEYGAMBERİMİZ

Ebû Lübâbe (r.a.) Kimdir?

Ebû Lübâbe radıyallahu anh Kureyza yahudilerine karşı yaptığı yanlış bir hareketinden dolayı pişmanlık duyup kendini mescidin direğine bağlatan bir yiğit... All

İtikâf Çeşitleri Nelerdir?

Îtikâf, lügatte kendini bir yere hapsederek durup beklemek, maddî-mânevî, müsbet-menfî bir şey üzerinde ısrarla durmak gibi mânâlara gelir.

Ebu Said El-hudri’nin (r.a.) Hayatı

Medine’nin Hazrec kabilesinden olup daha çok künyesiyle tanınan Ebu Said El-Hudri’nin (r.a.) kısaca hayatı…

Mugîre Bin Şu'be (r.a.) Kimdir?

 Mugîre Bin Şu'be radıyallahu anh arap dâhîlerinden bir yiğit... Teşkilâtçılığı ile meşhur bir kahraman... Siyasî dehâsı ve işlerdeki tedbire riâyeti ile tanına

İlk Türkçe Hilye-i Şerif Yazıldı

Adana Olgunlaşma Enstitüsü'nde, Hazreti Muhammed'in (s.a.v.) fiziksel özelliklerinin anlatıldığı hilye-i şerifin Türkçesi yazıldı. Peygamber Efendimiz'i anlatan

Selâmı ve Selâmlaşmayı Yaymanın Fazileti

Selâmı  ve selâmlaşmayı yaymanın fazileti nedir? Selâm vermek neden önemlidir? İşte cevapları...

Umâre Bin Hazm (r.a.) Kimdir?

Umâre Bin Hazm radıyallahu anh İslâm’ın Medine’de yayılması için candan gayret gösterip çalışan ve putlara karşı mücadele başlatan bir iman eri! Mekke’nin fethi

Bedir Seferinden Bir Ders

Sahâbiler, Allâh’a ve Resûlü’ne  muhabbette öyle zirveleşti ki, bütün varlığını O’nun yolunda fedâ etmeyi canına minnet bildi. Bunun en müşahhas misallerinden b

Kıyamet Kopana Kadar Tövbeler Kabul

Allah Teâlâ kulunun tövbesini kıyamet kopana kadar kabul edeceğini müjdeliyor. Bu anlamda insan her fırsatta tövbe etmeli, Cenâb-ı Hakk’ın kendisine lutfettiği

Tebük Seferi’ne Katılmayan Sahabinin Çilesi

Özürsüz olarak Tebük Seferi’ne katılmayan üç sahâbeden biri olan Kâ’b bin Mâlik'in (r.a.) çektiği çile...

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.