PEYGAMBERİMİZ

Sabah ve Yatsı Namazlarını Cemaatle Kılmanın Fazileti

Sabah ve yatsı namazlarını cemaatle kılmanın faziletleri nelerdir? İşte gece namazlarını  cemaatle kılmanın sevabı...

Münâfıklara Ağır Gelen Namazlar

Münâfıklara en zor gelen namazlar hangileridir? Peki nefse ağır gelen namazların faziletleri nelerdir? İşte cevabı...

Sabreden Sabır Kazanıyor

Sabrın, âdetâ kendi kendini yenileyen bir özellik taşıyor. “Kim sabretmek için gayret sarfederse, Allah ona sabır verir”  beyanı, sabrı temin eden gücün yine bi

Peygamberimize Muhabbetin İlk Şartı

Muhabbetin ilk şartı, sevileni unutmamak; söz, fiil, his ve fikir bakımından ona benzemektir. Yine hayatın her ânında sevdiğini takip edip onunla ayrı düşmekten

İslam'a Hizmet İçin Yarışanlar

Yaşları 7'den 70'e  yaşları kaç olursa olsun İslam'a hizmetten geri durmamak için her an bir çaba içerisinde oldular. Onlar İslam'a hizmet için yarıştılar. Canl

Peygamberimizin Hiç Terk Etmediği Sünnet

Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, gecelerin en feyizli anları olan seherlerde namaz kılmayı, istiğfarda bulunmayı, zikretmeyi, Kur’ân okumayı ve duâ e

İslam'da Zafer ve Başarının Temel Şartı

Mü’minin hayatında sabrın yeri son derece önemlidir. Sabır, zafer ve başarının temel şartıdır. Zira, “Allah’ın yardımı sabredenlerle beraberdir.” Sabır, katlanm

Peygamberimizi Harekete Geçiren İlâhî Emir

Peygamber Efendimize (s.a.v) peygamberlik geldikten sonra O'nu bir daha oturmamacasına harekete geçiren ve davete kaldıran ilâhî emir neydi?

Peygamber Efendimiz Namazı Nasıl Kılardı?

Peygamber (s.a.v.) Efendimiz nasıl kılardı? Peygamberimizin (s.a.v.) devam ettiği nafile namazlar ve muhtelif vakitlerde kıldığı namazlar hangileridir? Peygambe

İlim Öğrenmek İbadet Etmekten Üstün mü?

İyi bir âlim çok ibadet eden bilgisiz kişiden daha değerli ve faydalıdır. Kıssamızdaki câhil âbidin hem kendisini hem de kendisine akıl danışan kimseyi mahvetme

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.