Kardeşi Kardeşe Unutturan Savaş

Suriye'deki iç savaşta 4 çocuğuyla yetimhaneye sığınan Kevkep el Neccar, eşi ve oğlunu kaybettiği savaşın başlamasıyla kardeşin kardeşini görmez olduğunu söyledi.

Suriye'deki iç savaşta yetim kalan çocuklar, İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı tarafından Halep'in Azez ilçesine bağlı Siccu köyünde kurulan yetimhanede "barış ve kardeşlik" mesajı içeren oyunlarla büyüyor.

Suriye'deki iç savaş 4'üncü yılına girerken, ülkenin bazı bölgelerinde çatışmalar halen sürüyor. Rejim güçleri, muhaliflere yönelik saldırıların şiddetini gün geçtikçe arttırırken, Halep'i kuşatmak için havadan ve karadan gerçekleştirdiği saldırılar, binlerce çocuğu babasız bıraktı.

Bazı yetim çocuklar, anne ve kardeşleriyle başta Türkiye olmak üzere komşu ülkelere sığınırken, bazıları da Halep'in Azez ilçesine bağlı Siccu köyünde, İHH tarafından kurulan Babusselam Prefabrik Yetimhane'de hayata tutunuyor.

Savaşın sona ereceği ve evlerinin önünde arkadaşlarıyla huzur içinde oynayacakları günün umuduyla yaşayan çocuklar, anne ve kardeşleriyle sığındıkları yetimhane bahçesinde el ele tutuşup şarkılar söyleyerek, "barış ve kardeşlik" mesajı içeren oyunlar oynuyor.

KARDEŞ KARDEŞİ GÖRMEZ OLDU

Suriyeli Kevkep el Neccar, rejimin saldırılarında eşini, çatışmalarda ise oğlunu kaybettikten sonra 4 çocuğuyla yetimhaneye sığındıklarını söyledi.

Suriye'deki iç savaş nedeniyle ailelerin parçalandığını, aile bağlarının koptuğunu belirten Neccar, "Esed, evlerimizi bombaladı. Eşim ve çocuklarımı öldürdü. Biz de mecburen buraya sığındık" dedi. Yetimhanede kalmaktan memnun olmadıklarını ama buna mecbur kaldıklarını ifade eden Neccar, akrabalarının bir kısmının Türkiye'ye sığındığını kaydetti.

Uzun zamandır birbirlerini görmediklerini dile getiren Neccar, "Savaşın başlamasıyla kardeş kardeşi görmez oldu. Parçalandık, koptuk. Türkiye bize çok yardım etti. Allah, Türk halkından razı olsun. Bizi kolladılar, yanımızda oldular. Ellerinden gelen yardımı yapmaktan çekinmiyorlar" diye konuştu.

SAVAŞTA OĞLUNU VE KARDEŞİNİ KAYBETTİ, EŞİ TERK ETTİ

Savaşta oğlu ve kardeşini kaybeden, daha sonra eşi tarafından terk edilen Teybe Beydun da ailesinin tamamen dağıldığını ifade etti.

Esed'in ülkelerinde işkencelerle insanları öldürdüğünü, insanlara zulüm yaptığını belirten Beydun, "Evimizi yıktılar, oğlum şehit oldu. Bizim gençlerimiz de mecburen ellerine silah aldı" dedi.

Kendilerine kapılarını açan Türkiye'ye ve Türk halkına memnuniyetlerini dile getiren Beydun, Türkiye dışındaki ülkelerden de yardım beklediklerini sözlerine ekledi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.