İstanbul'da "Her Adım Gazze ve Kudüs İçin" Yürüyüşü Düzenlendi

İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfının öncülüğünde, katil İsrail'in Mavi Marmara gemisine saldırısının 15. yıl dönümü dolayısıyla "Her adım Gazze ve Kudüs için" yürüyüşü düzenledi.

Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'ne doğru yürüyüşe geçen katılımcılar tekbir getirip, "Katil İsrail, Filistin'den defol", "Mehmetçik Gazze'ye" sloganları attı.

Ellerinde Türk ve Filistin bayrakları taşıyan kalabalık "Gazze için susma", "Mavi Marmara onurumuzdur", "Şehitlerin yolunu sürdüreceğiz", "Çocuklar ölürken susulmaz" yazılı pankart ve dövizler taşıdı.

Yürüyüşün sonunda toplanılan Ayasofya Meydanı'nda Kur'an-ı Kerim okundu.

Burada konuşan İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım, Gazze'ye insani yardım götürmek için satın aldıkları Özgürlük Filosu'nun parçası olan Vicdan gemisinin Malta açıklarında iki dronla saldırıya uğradığını hatırlatarak, geminin çekildiği Libya tarafından da kabul edilmediğini söyledi.

Yıldırım, geminin Akdeniz'de olduğunu ve Türkiye'de bir limana girmesi için Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığından izin istediklerini belirtti.

Bugün itibarıyla Özgürlük Filosu'nun Sicilya'dan bir gemisinin hareket ettiğini, Tunus, Cezayir ve Afrika’nın çeşitli ülkelerinden 1000 aracın da Mısır'a doğru yola çıktığını aktaran Yıldırım, çarşamba günü Türkiye'den de uçakla Mısır'a gidilmesine ilişkin bir açıklama yapacaklarını kaydetti.

Yıldırım, "Mavi Marmara yola çıktı, vuruldu. Ama bu savaşa kadar Refah Kapısı hep açık kaldı. Mavi Marmara'da 10 şehit, on binlere yiyecek oldu, gıda oldu. Türkiye Cumhuriyeti'nin silah sanayisinde bağımsızlığının adımı atıldı. İsrail 'Size silah vermeyeceğiz' dedi. Biz de 'Kendi silahımızı yaparız' dedik. Bugün savunma sanayinin temelinde en önemli dönüm noktası Mavi Marmara'dır. Bunu biliyorsunuz, Selçuk Bayraktar Bey de, Hulusi Akar Bey de söylemiştir." ifadelerini kullandı.

"İslam dünyasının liderlerini harekete geçirecek bir aksiyon istiyoruz"

Yine Mavi Marmara'nın yıl dönümünde İsrail tarafından Gazze'de yardım çalışması yürüten İHH ekiplerine bilinçli bir saldırı yapıldığını ifade eden Yıldırım, dünya devletleri ve bölge ülkelerinden, Refah Kapısı'nın açılması ve insani yardım götürülmesi için harekete geçmesini beklediklerini dile getirdi.

Yıldırım, sivil toplum kuruluşu olarak görevlerini yaptıklarını belirterek "Liderler kadar sorumluluğumuz olmadığının farkındayım. Ama İslam dünyasının liderleri de sivil toplum kuruluşlarının bulamadığı yolları bulmakla yükümlüdür." dedi.

Bazılarının sosyal medyadaki iddialarına rağmen ülkeyi yıpratmadığını ifade eden Yıldırım, şunları kaydetti:

"Cumhurbaşkanı'mızın kendini parçaladığının da farkındayım. Dışişleri Bakanımız diplomasi yapıyor. Onun da farkındayım. Ama İslam dünyasının liderlerini harekete geçirecek bir aksiyon istiyoruz. Yani Refah Kapısı'na gerekirse askeri işbirliğiyle operasyon yapılmasını istiyoruz. Bir abluka varsa, gıda gitmiyorsa ambargo varsa insani yardım koridorları gerekirse askeri güçle açılır. Bunu Güney Sudan'da yaptı Birleşmiş Milletler. Askeri güç kullanma hakkı var. Olmuyorsa İslam dünyası kendi işbirliği teşkilatını bir günde kursun, gereğini yerine getirsin."

Program dua edilmesiyle sona erdi.

Kaynak: Diyanet Haber

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.