İsrailli Milletvekillerinden Mescid-i Aksa’ya Baskın

İsrail Başbakanı Netanyahu’nun milletvekillerine Mescid-i Aksa’ya giriş izni vermesinin ardından bu sabah 3 İsrailli milletvekilinin polis eşliğinde Mescid-i Aksa’ya baskın düzenlediği bildirildi.

Kudüs İslami Vakıflar İdaresi’nden bir yetkili, işgal altındaki Doğu Kudüs’ün Eski Şehir bölgesinde bulunan Mescid-i Aksa’ya 2’si iktidar partisi Likud’dan olmak üzere 3 İsrailli milletvekilinin baskın düzenlediğini belirtti.

İsminin açıklanmasını istemeyen söz konusu yetkili, İsrail polisi eşliğinde Megaribe Kapısı’ndan Mescid-i Aksa’ya giren milletvekillerinin bir müddet Aksa’nın avlusunda dolaştığını dile getirdi.

Dün de İsrail Tarım Bakanı ve Yahudi Evi Partisi milletvekili Uri Ariel, bir grup fanatik Yahudi ile Mescid-i Aksa’ya baskın düzenlemişti.

Netanyahu, geçen hafta İsrailli milletvekillerinin 3 ayda 1 kez olmak üzere Mescid-i Aksa’ya girmelerine izin vermiş, İsrail Meclisi Basın Ofisi de Aksa’ya girmek isteyen milletvekilleri için uygulanacak ayrıntılı talimatları duyurmuştu.

İsraillilerin Mescid-i Aksa’ya girmeleri nedeniyle Filistinliler ile İsrail güçleri arasında yaşanan gerginlik sebebiyle Netanyahu, Ekim 2015’te İsrail Meclisi üyesi milletvekilleri ve bakanların Mescid-i Aksa’ya girmelerini yasaklamıştı.

AKSA’YA BASKIN DÜZENLEYEN YAHUDİLERİN SAYISINDA CİDDİ ARTIŞ

Geçen hafta yayınlanan bir rapora göre, fanatik Yahudilerin Mescid-i Aksa’ya düzenledikleri baskınlarda geçen yıllara oranla bu yıl ciddi artış yaşandı.

Yahudilerin Mescid-i Aksa’ya baskın düzenlemelerini destekleyen İsrailli “Yara” adlı derneğin hazırladığı raporda, bu yılın ilk yarısında 22 binden fazla Yahudi yerleşimcinin Aksa’ya girdiği belirtilerek bu sayısının şimdiden geçen yılın toplamında Aksa’ya giren yerleşimcilerin sayısına yaklaştığı ifade edilmişti.

Geçen yıl Mescid-i Aksa’ya baskın düzenleyen Yahudi yerleşimci sayısı 22 bin 256 iken bu yılın henüz ilk altı ayında bu sayının 22 bin 206’ya ulaştığı vurgulanan raporda, “Yıl sonunda bu sayının rekor seviyeye ulaşması bekleniyor.” ifadelerine yer verilmişti.

İşgal altındaki Doğu Kudüs’ün Eski Şehir bölgesinde bulunan Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk kıblesi olma özelliğini taşıyor.

Yahudiler, içinde Kıble Mescidi ile Kubbetu’s Sahra Camisi’nin yanı sıra müze, medreseler ve büyük avlunun yer aldığı Mescid-i Aksa Külliyesi altında “Süleyman Mabedi kalıntılarının bulunduğu” iddiasıyla kazı çalışmaları yapıyor ve Harem-i Şerif’te kendilerinin de ibadet etme hakları olduğunu savunuyor.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.